3 Şubat 2010 Çarşamba

ALTIN KARTAL ŞEHRİNE GERİ DÖNMELİ

KÖŞE TAŞI REHA İLHAN


PHYRGİA ‘NIN HİKAYESİ (4)
ALTIN KARTAL ŞEHRİNE DÖNMELİ..

Perge…Kültür , sanat , spor ve ticaret şehri…Çalılıkların ve vahşi hayvanların barınağı olan şehir ,görkemli sanat ve spor yapıları ile karşılarındadır.
Kuzey tarafından yaklaştıkları şehrin tiyatro binası , stadyumu , tapınak ve yönetim binaları , han ve hamamları ile yeniden yaşamaya hazır görünmektedir.
Her yeri çalılıklar ve ağaçlar kaplamıştır.
Yıkıntıların çokluğuna karşın şehir bütün görkemi ile keşfedilmeyi beklemektedir.
Heyecanla sağa sola koşuşturan iki genç güneşin ışıklarının azalması ile kendilerine gelirler.
Perge incelemeleri boyunca konaklayacakları Murtana köyüne doğru yürürler.
Hermann Eggert anlatıyor…
“…Misafir olduğumuz arkadaşımız bizi içerisine hemen iki döşek yaydığı pek gösterişli döşenmemiş bir odada memnuniyetle konuk etti.Sonra simsiyah bir Arap , temizlik suyu getirdi; başka bir hizmetçi ocakta ateş yaktı , kahve kavurdu ve çok lezzetli kahverengi bir içecek hazırladı.Son olarak yumurta , pirinç , süt ve biraz peynirin bulunduğu zengin bir akşam yemeği hazırlandı.Geceyi çok rahat geçirdim, ancak ertesi sabah arkadaşım Hirschfeld bazı şikayetlerinden söz etti.”

Sabahın ilk ışıkları ile birlikte güçlü bir kahvaltı sonrası atlarına binerek Perge’ye giderler.
Hirschfeld rahatsızdır ve bir ağacın altında dinlenmeye çekilir.
Eggert, heybesinde kalem ve kağıtları Perge şehrinin gizemli dünyasına dalar…
Doğruca tiyatro binasına gider.Sahne; orkestra bölümünün üstüne yıkılmıştır.Sahne duvarının üzerine tırmanarak mimari bezemeleri arar.Geç Roma dönemi kirişlerinden birinin çizimini yapar ve arkadaşının yanına döner..Kendilerini konuk eden insanların resimlerini çizer..Akşam üzeri ören yerine bir yürüyüş daha yaparak gördüğü her eserin notlarını alır ve bazılarını çizer.
Hirschfeld kurulan çadırda tavuk çorbası ve rosto hazırlamıştır. Eggert , “dağ başında oturduğumuzun farkında bile değildik “ diye yazar günlüğüne..

Ertesi gün iki arkadaş birlikte çalışmaya başlarlar..Gördükleri büyük binaların , sütunların ve heykellerin çizimlerini yaparlar.Hirschfeld çevreden katılanların yardımı ile bazı küçük kazılar da yapar..
Şehir planı çizilir , Diana ve güneş tanrısının bulunduğu ‘arşitrav’ kazılarak çıkarılır ve çizimi yapılır.
8 gün süren çalışmalarda Perge şehrinin çok önemli kalıntılarının çizimleri ve raporları hazırlanmıştır.İki arkadaş müthiş bir iş başarmanın verdiği gurur ve haz ile “Sillyon” şehrine doğru yola çıkarlar…
Suna-İnan Kıraç Akdeniz Medeniyetleri Araştırma Enstitüsü yayınları arasında buluna Matthias Recke’nin kitabından yararlanarak anlattığım bu hikayenin ana fikrine gelmeliyim artık.
İlgilisi bu eseri mutlaka edinip okumalı.
Fotoğraflar ve çizimlerle desteklenen eser gerçekten de çok önemli..
Anlattığım ve sizin de okuduğunuz bu hikaye aslında bir projenin hikayesi.
Mimar Cemil Cahit Sönmez ile birlikte düşündüğümüz ve arkasında durduğumuz bir proje..
Perge Kartalı’nı evine çağırıyoruz.
Altın Kartal , 19 yüzyıl içerisinde çeşitli kereler kazılan ve araştırılan Perge şehrinden alınarak götürülmüş.
Bir çok eser artık yerinde değil..
Ferteklis koleksiyonunda olduğu bilinen Perge’nin altın kartalı , Roma Ulusal Müzesinde bulunuyor..
Antalya eserlerine sahip çıkmayı bilmeli.
Altın kartal yuvasına geri dönmeli..
Perge kartalını istiyoruz..
Onun yeri Perge şehri…Altın kartal şehrine geri dönmeli..

Hiç yorum yok: