8 Temmuz 2010 Perşembe

GELECEĞİMİZ KAYBETMEK İSTEMİYORUZ..

KÖŞE TAŞI REHA İLHAN

GELECEĞİMİZİ KAYBETMEK ..


Geleceğimi kaybetmek , sizin seçimi kaybetmeniz gibi bir şey değil.
Ya da hisse senetlerinizde birkaç puan .
Artık güneşe çıkmaya korkuyorum.
Çünkü ozon tabakamızda delikler var.
Soluk almaya korkuyorum.
Çünkü içinde hangi kimyasallar var bilmiyorum.
Babamla balık tutmaya giderdik.Ta ki birkaç yıl önce kanserli bir balık bulana dek.
Ve şimdi her gün ,hayvan ve bitki türlerinin soyunun tükendiğini duyuyoruz.
Sonsuza dek yok olarak.
Ben büyük vahşi hayvan sürülerini görmeyi hayal ediyorum.
Vahşi ormanları ve yağmur ormanlarını.Kuşlar ve kelebeklerle dolu olan.
Ama şimdi merak ediyorum çocuklarımın bunları görmesi mümkün mü diye.
Sizler…Benim yaşımdayken böyle şeyler için endişelendiniz mi?.
Bunların tümü gözlerimizin önünde oluyor.
Yine de istediğimiz kadar zamanımız ve çözümlerimiz varmış gibi davranıyoruz.
Ben yalnızca bir çocuğum.
Tüm çözümlere sahip değilim.
Ancak farkına varmanızı isterim ki…Sizlerde sahip değilsiniz.
Ozon tabakamızda ki deliği nasıl onaracağınızı bilmiyorsunuz.
Akarsuda ki Somon balığını nasıl geri getireceğinizi bilmiyorsunuz.
Soyları tükenen hayvanları nasıl geri getireceğinizi bilmiyorsunuz.
Ve şimdi çöl olan ormanı geri getirmezsiniz.
Eğer nasıl düzelteceğinizi bilmiyorsanız , lütfen bozmayı bırakın.
Sizler burada hükümetlerinizin temsilcileri olabilirsiniz.
İş adamı , organizatör , muhabir yada politikacı olabilirsiniz.
Ama aslında sizler anne , baba , kardeş , ağabey , hala ve amcasınız.
Ve hepiniz birilerinin çocuğusunuz.
Ben yalnızca bir çocuğum.Yine de 5 milyarlık bir ailenin bireyleri olduğumuzu biliyorum.
Bizler aslında Dünya da var olan 30 milyon türün bir parçasıyız.
Sınırlar ve hükümetler bunu asla değiştiremez.
Ben yalnızca bir çocuğum.Ama hepimizin aynı gemide olduğunu biliyorum.
Tek bir amaca giden tek bir Dünya olarak davranmamız gerektiğini.
Öfkem bütün bunları görebildiğim için.Ve farkım nasıl hissettiğimi bütün Dünya ya anlatmaya korkmuyor olmam.
Ülkemde çok fazla israf var.Satın alıyor ve atıyoruz.Satın al ve at.
Kuzeyde ki ülkeler varlıklarını paylaşmıyor.
Yeterinden fazlasına sahip olarak bile paylaşmaktan korkuyoruz.
Varlığımızın birazı gidecek diye ödümüz kopuyor.
Kanada da bizler ayrıcalıklı bir hayat yaşıyoruz.Bol gıda ,su ve barınak.
Saatlerimiz , bisikletlerimiz , bilgisayarlarımız ve televizyon setlerimiz var.
Liste iki günde saymakla bitmez.İki gün önce burada , Brezilyada sokakta yaşayan çocuklarla birlikteyken çarpıcı bir gerçeği gördük.
Bu bize bir çocuğun söyledikleriydi.
“Keşke zengin olsaydım.O zaman tüm sokak çocuklarına yiyecek, giyecek ilaç , barınak sevgi ve yakınlık verirdim.”
Hiçbir şeyi olmayan bir sokak çocuğu paylaşmayı biliyor.
Neden her şeyi olan bizler bu kadar aç gözlüyüz.?
Düşünmeden edemiyorum.Bu çocuklarda benimle aynı yaşta.Ve doğduğumuz yer yüzünden aramızda muazzam bir fark var.
Ben de Rio Favelas da yaşayan O çocuklardan biri olabilirdim.Ya da Orta doğuda bir savaş kurbanı.Veya Hindistan da bir dilenci.
Ben yalnızca bir çocuğum.ve biliyorum.Savaşa harcanan onca para çevresel cevaplar bulmak için , yoksulluğun bitmesi için ve anlaşma yolları bulmak için harcansa Dünya nın nasıl bir yer olacağını biliyorum.
Okulda , hatta anaokulunda bize terbiyeli olmayı öğretiyorsunuz.
Bize işlerin yürümesi için diğerleri ile didişmememizi söylüyorsunuz.
Diğerlerine saygı göstermeyi , kendi pisliğimizi temizlemeyi.Diğer canlıları incitmemeyi , paylaşmayı , aç gözlü olmamayı.
Madem öyle neden yapmamamızı söylediklerinizi kendiniz yapıyorsunuz.?
Bu konferanslara neden geldiğinizi unutmayın.Bunları yapmak için.
Biz sizlerin çocuğuyuz.Nasıl bir Dünya da yetişeceğimize sizler karar veriyorsunuz.
Anne ve babalar çocuklarına ,” her şey çok güzel olacak , bu dünyanın sonu değil , biz elimizden geleni yapıyoruz.” Diyerek rahatlayabilirler.
Ama artık bunları söyleyebileceğinizi sanmıyorum…Sizin öncelikler listenizde var mıyız Onu da bilmiyorum.
Babam her zaman der ki.” Sen yaptığın şeysin.Söylediğin değil.”
Sizin yaptıklarınız geceleri beni ağlatıyor.
Siz yetişkinler bizi sevdiğinizi söylüyorsunuz.O zaman sizden talep ediyorum.
LÜTFEN YAPTIKLARINIZ SÖZLERİNİZİ YANSITSIN.
Teşekkür ederim.

Yukarıda ki konuşma, Brezilya da yapılan Birleşmiş Milletler Çevre Konferansında konuşan Kanadalı bir kız çocuğuna aittir.