21 Ekim 2012 Pazar
1940 YILLARINDA TÜRKİYE
KÖŞETAŞI REHA İLHAN
1940 KAFASI…..
Siyasi aktör düzeylerinin belirlediği tartışmaların arka planına baktığınızda neler görebileceğinizi bir bilseniz?
Yani bunu yapabilseniz nasıl da eğlenceli olduğunu görürdünüz.
Ama hepimiz günlük koşuşturmacaların daralttığı hayatımız da böyle bir zamana sahip değiliz.
Ben bu işi sizin için yapmaya gönüllüyüm.
Politikacıların sığlığından , çapsızlığından hatta bu gün için daha fazla betimleyici olan bilgi düzeylerinden şikayet etmeden sadece söylediklerini analiz ederek doğruları bulabileceğimizi söylüyorum.
Yani hayatın her alanında asla şikayet etmeden , mazeret üretmeden doğrulara ulaşabilir ve hatta kolayca başarılı da olabiliriz.
Bakın bir tanesi bütün siyasi hayatı boyunca Cumhuriyeti kuranlara saldırarak , hakaret ederek,onları küçümseyerek siyaset yapıyor.
Bir tanesi de O’na cevap yetiştirerek kendi siyasi başarısını sınırlıyor.
İkisi de bir diğerinden şikayetçi…
İkisinin de acayip mazeretleri var…
Hangisi daha mağdur yarışı içerisindeler.
Konu 1940 yıllarının kafası…
Türkiye Cumhuriyeti Devleti on yedi yaşında…Yirmili yaşlarına girecek.
Nüfusumuz 17 milyon…
Dünya ikinci ve en kanlı savaşını yaşıyor..
Milyonlarca insanın öldüğü ,açlık ve sefaletin bütün Dünyayı kasıp kavurduğu yıllar.
1942 yılı Türkiye Cumhuriyeti ekonomisi % 5,6 oranında büyüyor.
Dış borç yok…Yani başkasının parası ile değil bu büyüme..
Milli Koruma Kanunu ile temel insan ihtiyaçları olan ürünlerin fiyatlarını Devlet belirliyor.
Herkese ekmek yedirmenin derdinde olan bu anlayış , 1946 yılında yerini liberal anlayışa bırakıyor.Demokrat partinin ilk yaptığı iş ne biliyor musunuz?...
%53.6 devalüasyon…
Paramızın değeri dolar karşısında düşürülüyor…
17 yaşında ki Cumhuriyet kadrolarının yaptığı fabrikalar , yollar ,demir yolları inşaatları duruyor.Amerikan petrol devlerinin isteklerine uygun olarak kapatılıyor , yapımından vazgeçiliyor…Ve borç alınmaya başlanıyor.
İşte şimdi ki hükümet kafası 1946’ların kafası..
Satmadıkları fabrika kalmadı.
Bütün Kamu İktisadi Teşebbüslerini sattılar.
Bütün Devlet Finans Kurumlarını özelleştirmenin derdindeler..
Özelleştirmediklerini ne yaptıklarını biliyorsunuz.
Neymiş?.. Devlet ayakkabı mı yaparmış..
Bütün KİT’ler kara birer delikmiş..
Genç Cumhuriyetin bütün varlıkları sermayeleri oldu.
Hepsi satıldı…Kapatıldı…
Ne oldu?
Borçlarımız mı azaldı?...Son on yılda tam iki kat arttı.520 milyar lira…
Sosyal Devlet rafa kalktı…
Sosyal Güvenlik harcamaları tırpanlana , törpülene kuşa döndü.
SGK açığı ne biliyor musunuz?
2007 yılı itibarı ile 853 milyar lira…
2011 yılında Hazineden SGK’ya aktarılan para 43.8 milyar lira..
Kurum başkanı ancak bu kadarını açıklayabiliyor.
İyi de nereye gidiyor paralarımız.?
Satıp savdıklarımızdan , kapattığımız kara deliklerimizden elde ettiğimiz paralar nereye gitti?
İşte 1940’ların kafasının küçük analizi bu.
1940’ların ilk beş yılı ,ikinci Dünya savaşı yılları , ekonomik büyüme %5.6…
İkinci beş yıl kafası….
Borç ve harçların yılları…
Bu kafaları karıştırmamak lazım…
Bu kafaları iyi bilmek lazım…
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)