7 Ocak 2010 Perşembe

KENTE KARŞI SUÇ İŞLENİRSE NE OLUR?

KÖŞE TAŞI REHA İLHAN


ÖNEMSİZ BİR YAZI (2)

Antalya Büyükşehir Belediyesinin hazırladığı İmar Yönetmeliği değişikliği taslağı üzerinde düşünmeye devam edelim.
Varsın bazıları düşündüğümüz için rahatsız olmaya devam etsin.

Taslak günlük uygulamalarda karşılaşılan sıkıntıları giderecek kelime ve cümleler içeriyor ,belli ki hazırlayanlar İmar Daire başkanlığı çalışanları.
Yapılan işin ciddi bir hukuk bilgisi gerektirdiğinin ayırdında değiller gibi.
Bakın maddeye ekledikleri bir kelime ile nasılda içinden çıkılmaz sonuçlar doğuruyorlar.
Söz konusu madde CEZAİ HÜKÜM..yürürlükteki madde diyor ki yapı imar mevzuatına aykırı ise “yapı sahibine , müteahhidine ve ihtisas dallarına göre ilgili teknik uygulama sorumlusuna “ cezai hüküm uygulanır …
Değişiklik şöyle…………..”……..yapı sahibine , müteahhidine ve ihtisas dallarına göre ilgili “VARSA” fenni mesul ve/veya yapı denetim firmasına cezai hüküm uygulanır.
Bu nasıl bir önerme hiç anlamadım…
Bir yapı fenni mesul ve/veya yapı denetim firması yoksa imar mevzuatına uygun sayılıyor mu?…
“Varsa “diyorsanız yok olma ihtimalini baştan kabul ediyorsunuz demektir.
Oysa bu zaten başlı başına ciddi bir imar sorunu ve mevzuat aykırılığı…
Değişiklikle getirilen tek değişiklik “varsa” ifadesi…Yoksa mesele yok…Cezai hüküm uygulanmayacak…
Çünkü teknik sorumlu yok…Oysa bu durumda yapı sahibi ve inşaatı yapan müteahhidi ayrıca bir imar suçu yada en azından kente karşı insana karşı suç işlemiş oluyorlar…Yani madde bu durumu öngörüyorsa bu eksiklikten dolayı yapı sahibine cezai hüküm uygulamasını ikiye katlamalı.
Ama önerilen ; “varsa bu kişilere cezai hüküm uygulanır yoksa ne yapalım yokmuş havasında…”

Hele bir yeni önerme var ki evlerimize , yollarımıza , kaldırımlarımıza ..
Meydanlarımıza , otoparklarımıza ,parklarımıza , yaya bölgelerimize şenlik.
Yürürlükteki mevzuatta Kaldırım işgallerini önleyici bir çok hüküm varken , bu değişiklik önermesi ile her yer…evet yanlış yazmadım,” zaten aslına bakarsanız ben yazmadım onlar yazdı” her yer büfe dolacak.
Büfe…bildiğiniz büfeler Antalya’nın simgesi olacak.
Büfeler kenti Antalya…
Bakın ne öneriyorlar…
“ YOL , OTOPARK , PARK , YAYABÖLGESİ , KALDIRIM gibi yerler ile bunlar üzerinde ki kamu hizmetlerinin yürütülebilmesi için gerekli büfe…”
Pes yani….
Kamu hizmeti….Yol ,otopark , park , yaya bölgeleri ve kaldırım üzerlerinde BÜFELER MARİFETİ İLE YÜRÜTÜLÜR….
Bir kez daha pes….
Üstelik ilgili belediyesi yapar diyorlar…
İşte bu harika olmuş….Her alt kademe belediye ilgili ya?..Yani büfelere karşı özel ilgileri var ya?
İşte O….
İlgili belediyesi Yola , otoparka parklara kaldırımlara, yaya bölgelerine Büfe yapacak…
Kamu hizmetleri de bu şekilde verilecek…
Canlarım benim….
İşte yüzyılın çözümü bu…Her yere Büfe…
Çok yaşayın emi?

5 Ocak 2010 Salı

ECZACILARIN DA AKLI ŞAŞTI

KÖŞE TAŞI REHA İLHAN


YİRMİDÖRTTE BİR

Türk eczacıları arasında ki desteği bu…
Yirmidörtte bir…
4 Aralık günü Eczacılar Hükümetin uyguladığı sağlık ve tedavi politikalarını eleştiren bir açıklama ile demokratik haklarını kullandılar.
Vay canısına…
Hükümete karşı düşünce açıklamak ha!...
Bre gafiller diye çift dalan pehlivan misali yiğidim , meydana çıktı.
16 Aralık günü bütün Eczacılar ile imzalanan ortak ilaç temin protokolü ilgili bakanlık tarafından iptal edildi.
Eczacılar eczanelerinde şaşa kaldılar …
Yiğidimi ise tutabilene aşk olsun…
Tek tek gelin bre gafiller diye bağırıp , benim dediğimi yapmazsanız çekerim ipinizi şeklinde ki demokratik tavrını dünya aleme bir kez daha gösterdi.
Baktı ki Eczacılar sessiz ve sakin eczanelerinde oturup duruyor..Gelen giden pek yok…
Marketler de sattırırım bende diyerek ilaç ile ilgili bilgisini de ortaya koydu.
Sanıyor ki İlaç denilen şey hacının hocanın üflediği su içinde kağıt parçası.
Ne olacak herkes yapıyor bunu zaten diye düşünmüş olmalı.
Köşe başı hacı , hoca , üfürükçü…
Eczanelere ne gerek var şeklinde fetva da hazırdır elbet.
İşte 21. yüzyıl biat demokrasisi…
Böyle siyasi literatür olur mu?..
Referansınız şeriat ise neden olmasın?...
Demokrasi demek ben demek ben demek biat demek olarak tanımlanabilecek bu demokrasilerde çare yoktur.
Sadece çözüm vardır O da benim dediğimdir.şeklinde açıklanabilir.
Sonuçta Türk Eczacılar Birliği üyesi 24 bin eczacı arasında yaklaşık bin eczacı Bakanlık ile anlaşma yapacak gibi görünüyor.
İstanbul’a bile yetmeyecek anlaşmalı eczane sayısı ile tüm Türkiye’nin ilaç ihtiyacı uzun kuyruklarla bile sağlanamayacak.
Çözüm dedikleri de işte bu.
Ha gayret yiğidim ülkenin sağı sola , altı üste geldi…
Kadayıfın altı mı?
Ortada kadayıf mı bıraktın ha aslanım…?
Tadı kaçtı güzel ülkemin…
Aklı şaştı….