9 Eylül 2009 Çarşamba

ANTALYA'YI SEVMEK ÜZERİNE



KÖŞE TAŞI REHA İLHAN



YİVLİM CAMİİ

Nasıl güzel bir isim …
Benim camim…Ama bu yivli olan…Hani minaresi yivli…
Dünya da eşi yok. Alçak gönüllü ve tek.
Hikayesi de var…
Tarihi kadar uzun …
Ya isimleri….O kadar çok ki…
Ulucami…Alaeddin camisi.. Cami-i atik…Yivli minare camisi.
Kaleiçinde …Selçuk mahallesi , iskele caddesi , 166 ada 21 parselde.
14. yüzyılın son çeyreğinde ve sonrasında Antalya ya yolu düşen her gezgin onu yazmadan gitmemiş buradan.
Hepsinin kayıtlarında , anlatımlarında var.
Antalya’nın Selçuklu egemenliğine geçişini simgeliyor.
Sonra Lusignanlar , Kıbrıs Kralının desteği ile Antalya’yı yakıp yıkıp ele geçiriyor…
Yaptıkları iş Caminin üzerine inşa edildiği tapınağı kiliseye çevirmek…
Sonra yine Mübarizeddin Ertokuş Selçuklular adına geri alıyor şehri.
İşte bu gidiş gelişlerin simgesel yapısı YİVLİM CAMİ ve Minaresi…
Ertokuş bey ilk aldığında mı sonra ki egemenliğinde mi tam belli değil ama bu camiyi Tavaşi Balaban yapıyor.
Yaptıran Hamit oğlu yunus bey torunu Mehmet bey. Yıl 1372…
1935 , 1942 , 1943 , 1953 ve daha yenilerde onarılarak simgesel güzelliğini koruyor.
Caminin içerisinde kazı çalışmaları var…hakkında farklı şeyler söylenen camimizin bütün sırlarını ortaya çıkarmaya çalışıyorlar.
Büyük bir gizemle yürütülüyor bu çalışmalar…Sanki birileri burayı kilise yapmak istiyormuş gibi bir algıyla Antalyalı geriliyor.
Bu güne kalan 6 kubbeli yapının aslında 9 kubbeli görkemli bir cami olduğunu söylüyor Cemil Cahit Sönmez.
Bu aralar adının ne kadar çok yazıldığını fark etmişsinizdir.
Hiç boş durmuyor ki.
Yaylaya gideceğim biraz dinlemek istiyorum dediğinde ben onun ANTALYA VALİLERİ adlı eserini bitirmek üzere olduğunu anlıyorum.
Elimde de yayınlanan ikinci eseri var.
ANTALYA KALEİÇİ - SELÇUKLU VE BEYLİKLER DÖNEMİ ESERLERİ
Yivlim cami ile de işte bu eser tanıştırıyor beni….
20 yıldır yanından altından üstünden geçip gittiğim bu yapının nasıl bir tarihi betimlediğini , Antalya’nın kimliğini arayan şaşkınlar için nasıl da bir kimlik tespiti olduğunu anlatıyor kitap…Dahasını da…
İlk kitabı Antalyanın surları üzerineydi.
Kaç Antalya olduğunu…Kimlerin Antalya’da neler yaptığını bilmek için bu çalışmaları mutlaka okumalısınız.
Antalya’nın kimliği işte bu araştırmalarla ortaya çıkacak…
Surlar…Eserler ve Yöneticiler….
Bu üçleme Antalya’yı anlamak ve geleceğe taşımak için çok değerli bir emeği ve birikimi ifade ediyor.
Çocuklarımla birlikte Kaleiçini keşfe çıkacağız.
Bu ödevi Cemil Cahit beyden zorla aldım.
Kesik Minare ile başlayacağız keşfimize…
Çocuklar kendi notlarını ve çizimlerini yapacak ben kendiminkileri.
Sonra bunları Cemil Cahit bey’e vereceğiz.
Belki gazetemiz de bu amatör çalışmayı yayımlamayı ister.
Gerçek sevgi ve ilgi ile başlayan ortak çalışmanın nerelere gideceğini içinde olan bizler bile bilemeyiz.
Amatör ruhun güzelliği de işte burada …
Kimseden hiçbir şey beklemeden , istemeden…
Bunu kendimiz ve içinde yaşadığımız şehir için yapıyoruz.
Antalya’yı tanımaya ve anlamaya çalışıyoruz.
Ön yargısız ve sevgiyle.

Kitap birinci eser gibi Antalya Mimarlar odası tarafından bastırıldı.

Cemil Cahit Sönmez’e bana Antalya’yı bir kez daha sevdirdiği için teşekkür ediyorum.
Umarım Antalya’yı yönetenler ve yönetecek olanlar onun bu çalışmalarına gereken değeri verirler.
Antalya için verirler…Kendileri için verirler….Umarım bu değeri verirler.