15 Temmuz 2012 Pazar

BURNUMUZDAN GETİRİYORLAR

KÖŞETAŞI REHA İLHAN ANTALYA DA SPOR (2) Yerel radyo ve televizyon kanallarının tek konusu vardır..Şehirde ki spor kulübü. Tabii ki futbol sporundan söz ediyorum. Futbol ekseninde ve arada sırada futbola teğet geçen bir diğer spor branşı şu kadarcık konuşulur ve ama kesinlikle desteklenmez. İyi de Antalya’da futbol da pek desteklenmiyor. Hemen tepki vermeyin.. Futbolu destekleyenlerin bile bu sporu sadece sansasyonel haber düzeyinde vermeleri acınacak bir durum. “Yine ezdik”…” Mahvettik”… “Akrep’iz ya “ zehrimizi kustuk” filan şeklinde destekliyoruz. “Yine ezildik”…. “ Akrep’i zehirlediler”…” Akrep’in işi bitti”…Şeklinde zekice benzetmelerle de eleştiriyoruz.Şehrin en üst düzeyde yaptığı spor branşının , bu şekilde haber olması da bu spor branşının desteklendiği ve teşvik edildiği anlamına gelmez. Sporu , spor gibi yapmak ve spor olarak desteklemek gerekir. Sporu , yetişkinlerin spor yaparken yaptığı “yetişkin işleri” ile karıştırarak magazin haberi şeklinde , ya da bir birini çekemeyen insanların dedikodu malzemesi düzeyinde işlemek hiç de sportmence bir davranış değil. Ama spor , şehirlerde bu şekilde malzeme yapılıp tüketilince , Ülkeyi ve sporu yönetenler de kendi kötü siyasetleri için geniş bir oyun alanı buluyorlar. Onlar da sporu , kötü giden her şeyin üzerini örten bir kamuflaj malzemesi halinde tüketmeye başlıyorlar. Spor ve sporcu yani ülkemizin geleceği çocuklarımız işte bu kötü kullanımın cenderesinde kalıp eziliyor. Milli takımlarımızda müthiş imkanlarla desteklenen “devşirme sporcular” milli olma duygusunu da , önemini de yok olmasını sağlayınca üzerinde konuşabileceğimiz şey işte bu kötü şey.. Boş konuşmuyorum. 19 yaş altı kadın futbol milli takımımızı , Avrupa şampiyonasına ev sahipliği yaptığımız için katıldığı turnuvada izledim. İki Amerikalı devşirilmiş , üstelik milli takım bu iki Amerikalı üstüne kurulmuş. Onların oynayabilecekleri bir taktik uydurulmuş , bizim kızlarımız da figüran olmuşlar. Onlar koşamadıkları için “hattı müdafaa” sistemi ile sahada durmaya çalışan takım , tabii ki en güçsüz rakibe bile yenilerek ve üç maçta sadece bir gol atarak turnuvadan elendi. Kızlarımız mı? Hayır …Onlar gerçekten çok yetenekli olduklarını sahada ki kötü sisteme rağmen bizlere gösterdiler. Kötü olan kızlarımız değildi , siyasetin kirlettiği spor anlayışıydı. Devşirip oyun taktiğinin merkezi yapılan iki Amerikalı kenarda otururken bizim kızlarımız spor yapabildiklerini kanıtlıyorlardı. Onlara güvenmek ve onlara yatırım yapmanın en doğru devam yolu olduğunu herkese gösteriyorlardı. Bütün engellemelere , zımparalamalara karşın spor yapmak isteyen çocuklar ile ve onlara spor yaptırmak isteyen bir avuç yetişkin insan bu uğurda , annelerinden emdikleri sütü her gün burunlarından geri veriyorlar. Sonra da bunun adı spor oluyor. Ağzınızdan emdiğiniz sütü , burnunuzdan geri verme sporu. Yani hangi spor branşını isterseniz onu konuşalım sonuç hiç değişmiyor. Yeni ata sporumuz bu. Spor yapmak ve yaptırmak isteyenlerin , “Burnundan getirmek.”