20 Mayıs 2012 Pazar
İNGİLİZ KEMAL ANTALYA'DA
KÖŞETAŞI REHA İLHAN
İNGİLİZ KEMAL
Yosun yeşili fötr şapkasını sağ eliyle hafifçe kaldırarak alnına düşen uzun sarı saçlarını sol eliyle arkaya doğru düzeltti…Kuzey rüzgarının içini ürperttiği bir akşam üstü tenha Antalya sokaklarında karanlık köşelerde durup etrafı izleyerek müsellim camisinin oradan rüzgara doğru döndü.Yüzüne çarpan kar soğuğunu içine çekerek gerilen sinirlerini rahatlattı…İngiliz yününden yapılan kahverengi paltosunun yakasını kaldırarak boğazını ve ağzını rüzgardan korudu..Ama aslında bir önceki gelişinde kaldığı otele yaklaştığı ve tanınmak istemediği için yapmıştı bunu…
Antalya mutasarrıfı Aşir bey ile görüşmeliydi.Kurtuluş savaşının en önemli askeri bilgilerini kendisinden bekleyen Mustafa Kemal ve arkadaşlarının yaptıklarını düşündü..Bütün tehlikesine karşın yaptığı iş Onların başardıklarının yanında çok küçüktü.
Ankara kendisinden sadece Yunan işgalinin değil İtalyan ordusunun işgalinin de bilgilerini bekliyordu.İtalyan otelinin kapısına geldiğinde içerideki kör aydınlığın etkisiyle mavi gözlerini biraz kıstı…İçerisi loş ve boştu.Görevliye mükemmel İngilizcesi ile seslendi.Yağsız menteşelerden çıkan rahatsız edici sesten otel görevlisinin iç odada olduğunu anladı.Kapı açıldığı gibi yine gızırdayarak kapandı.İçeriden çıkan adam bir önceki gelişinde karşılaştığı aynı adamdı…Sakalları düzeltilmiş 50 yaşlarında ki Rum otelciye bir oda istediğini söylediğinde kendi sesinin biraz titremesinden tedirgin olmuştu.Ya beni tanırsa diye endişe içerisindeydi.Yunan istihbaratı adına çalışan Rumlarla doluydu Antalya..Bir önce ki gelişinde İtalyan pasaportu almak için kendisini İngiliz olarak tanıtmıştı.Adamın yüzüne dikkatlice baktığını fark eder etmez toparlandı.Mükemmel bir Amerikan aksanıyla “Adım Harry Willie, Amerikalı bir sinema muhabiriyim , otelinizde iki hafta kadar kalmak istiyorum “ dedi.Adam önüne çektiği deftere bir şeyler yazdı ve defteri imzalaması için O’na doğru çevirirken gülümseyerek “ Antalya!ya hoş geldiniz” dedi..
Ertesi sabah rahat ve temiz yatağında doğrulup pencereden sızan güneşin sıcaklığını hissettiğinde gülümseyerek gerindi.Becerikliliği ile gurur duyuyordu.Otel görevlisi kendisini tanımamıştı.’tebdili kıyafet konusunda başarılıyım’ diye mırıldandı..Antalya sokaklarında dolaşan İtalyan askerlerin saygı gösterdiği bir Amerikalı olarak girdi mutasarrıflığa…Cebinde Albay İsmet’in görev yazısı , mavi gözlerinden yansıyan özgüven ile uzattı elini Aşir bey’e…….
Çılgın Türklerin müthiş hikayesinin bütün alt yapısını , Ülkemizin ve Antalya’nın nereden nereye geldiğini , kimin kim olduğunu anlatan bir eserin bende yarattığı izlenimlerin derinliğini ancak bu şekilde anlatabilirdim.
Cemil Cahit Sönmez , Antalya’nın kuruluşundan alıp Cumhuriyet dönemine kadar getirdiği kitap çalışmalarının üçüncüsünü yayımladı.
“Yeter artık lütfen bitsin” demelerime aldırmadan büyük bir titizlikle çalıştı kitaba.
Gazetemizin genel yayın yönetmeni düzeltmelerini yaptı ve “ANTALYA MUTASARRIFLARI,VALİLERİ “ adlı eser Mimarlık Vakfı tarafından basıldı.
Benim için oldukça uzun süren bir çalışmanın ürünü olan bu kitabı sadece iki günde bitirdiğimi söylersem , yapılan çalışmanın başarısını da anlatmış olurum.
Büyük nezaketi ile “sevgilerimle “diyerek imzalayarak bana verdiği ve Antalya’nın gerçek tarihinin ortaya çıkmasını sağlayan bu eser için Cemil Cahit Sönmez’e saygılarımla…
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)