KÖŞE TAŞI REHA İLHAN
2010'A BEŞ KALA
Çok kısa bir şekilde özetleyeceğim çünkü zamanımız kalmadı.
2002 yılında DSP Antalya milletvekili ve TBMM plan ve bütçe komisyonu başkanı ,eski
ANTBİRLİK genel müdürü Metin Şahin ,2010 Dünya Basketbol Şampiyonasının Türkiyede yapılması ve turnuvanın bir ayağının Antalya da olması için girişimlerde bulundu.
Dönemin Büyükşehir belediye başkanı ile anlaşıldı,Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer taahütnameyi bizzat imzaladı.Teklif FIBA 'ya götürüldü ve 2010 dünya basketbol şampiyonası için malezya da Fransa ile yarışıldı.2005 yılında sonuçlanan yarışta..Biz 10 oy aldık...Fransa 9...
Nasıl zor bir süreçte nasıl önemli bir organizasyonu almayı başardığımızı bilin diye yazıyorum bunları.
Sonra yerel seçimler yapıldı..
Menderes Türel belediye başkanı oldu.
Projesi, parası , organizasyonu hazır olan bu imkanı başka yatırımlarla karıştırınca iş te karıştı.Antalyalının kafası da karıştı.
Basketbol şampiyonası için Antalya'dan istenen bedel çok ağırdı.
Süreç uzadı...Mahkemelik oldu...Tıkandı.
Muratpaşa belediyesi kapalı salon yapacağız diye kazılan ticari alan ve stadyum inşaatlarını mühürledi.
Mühür kırıldı...İnşaat devam etti.
Kapalı spor salonu değil , diğerleri yapılmak istendi.
Menders Türel bunları yaptırmazsanız salonu da yapmam , organizasyon da Kayseriye gider dedi.
Sonra yerel seçimler yapıldı...
Menderes Antalyalılar tarafından görevden uzaklaştırıldı.
Yani Menderes Türel, 5 yıl görev yaptığı süre içinde işleri inanılmaz derecede karıştırdı .
Ama olan oldu .FIBA 3 kez Antalya'ya ziyarete geldi...İşte yer burası dendi.Bunu yıkacağız , buraya yapacağız dendi.İşte proje işte parası dendi.Ama sadece stadyum ve ticaret merkezi inşaatlarının hafriyatı yapıldı.
Bu gün 2010 'a beş var..
5 gün sonra FIBA teknik heyeti bir kez daha gelecek.
Metin Şahin ile Türkiye genç erkekler basketbol şampiyonasının bir maçında karşılaştık.Maçın devre arasında da bunları konuştuk.
Heyecanla anlattığı şey yeter artık diye başlıyor.
Kim ne yaptı, kim ne dediyi bir kenara bırakın ve kararınızı verin.Bu organizasyonu istiyormusunuz istemiyormusunuz.?.
Hala zamanımız var yani diyorum...Zaman? diyor duraksıyor...4. kez gelecekler.. bu geliş gidişler için 200 bin dolar harcandı...FIBA teknik heyetine bu kez somut birşeyler göstermezsek Kayseride ki hazır salonu kabul ettirmeye çalışacağız diyor.
Yani bir çıkış bir devam yolu var mı Antalya'nın diye soruyorum....Yine duraksıyor belli ki umutsuz.Cuma günü belediye meclis toplantısı varmış diyor...Alınacak karara bağlı...Müteahhitle sözleşme imzalanırsa heyeti ikna edecek somut işler ortaya konulursa tabii ki var diyor.
Yani "Antalya 2010 Dünya Basketbol Şampiyonası" için geri sayım bitmek üzere....Beş gün kaldı....
Organizasyonun Antalya'da yapılması için Antalya'dan istenen bir bedel var...Ağır bir bedel.
İşi bu noktaya getirenler ilk hesaplarını verdiler ve seçimde kaybettiler.Mahkeme sürecinde de hesaplarını verecekler.Ama Antalya çok önemli bir organizasyonun dışında kalacak.
Müteahhit ile anlaşmak pek kolay görünmüyor.
Fakat Yeni başkanımız Mustafa Akaydın bu konuyu çok ciddi bir biçimde değerlendiriyor.
Bir devam yolu bulmak bu kenti yönetmeye talip olanların sorumluluğu.
Metin Şahin'de zaten sadece bunu söylüyor.
Karar Antalya'nın.
Karar Antalyalılar adına Antalya'yı yönetmeye talip olanların...
Bekleyecek izleyecek ve alınan kararı ( karar ne olursa olsun) tartışacağız.
Umarım herkesi mutlu edecek bir devam yolu bulabiliriz...
16 Mayıs 2009 Cumartesi
12 Mayıs 2009 Salı
RÜZGAR GİBİ ESTİLER



Antalya atletizm sporunda çok gerilerden geliyor.Kulüplü sporcular müsabaka için başka illere gitmek zorunda kalıyorlar.Liseler arası müsabakalar da sanırım uzun bir aradan sonra ilk kez bu kadar eğlenceli ve çekişmeli geçti.
Finike Cumhuriyet Lisesi ve Muratpaşa Spor lisesinin yarışmalara katılmaları çekişmeyi arttırdı.Karatay lisesinin kız takımı harika işler yaparken bireysel birincilikler alan atma ve atlama dalı sporcularının yanında hiç bozulmayan takım disiplini ile dikkat çektiler.
İki gün süren yarışları izledim ve çok zevk aldım.Atletizmi özlemişim.Umarım önümüzdeki yıllarda Antalya sporun anası olan atletizm hatırlar ve daha güzel müsabakalar izleriz...Bu çocukların desteğe ihtiyaçları var ve bu desteği kesinlikle hak ediyorlar.
KÖŞE TAŞI REHA İLHAN
BİZİM ÇOCUKLARIMIZ
Bu yazının başlığı KİMİ KANDIRIYORUZ ? da olabilir di.
Anayasamızın 58.maddesi Gençlik ile ilgili.
59.maddesi spor ile ilgili.
Mayıs ayının en önemli günü Gençlik ve spor bayramı.
En önemli haftası Gençlik ve spor haftası.
Anayasa 9. bölüm A bendi ,Madde 58 : GENÇLİĞİN KORUNMASI:Devlet istiklal ve Cumhuriyetimizin emanet edildiği gençlerin müsbet ilmin ışığında,Atatürk ilke ve inkilapları doğrultusunda ve Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü ortadan kaldırmayı amaç edinen görüşlere karşı yetişme ve gelişmelerini sağlayıcı tedbirleri alır.
Devlet , gençleri alkol düşkünlüğünden , uyuşturucu maddelerden,suçluluk ,kumar ve benzeri kötü alışkanlıklardan ve cehaletten korumak için gerekli tedbirleri alır.
Anayasa 9. bölüm B bendi , madde 59 : Devlet her yaştaki Türk vatandaşlarının beden ve ruh sağlığını geliştirecek tedbirleri alır, sporun kitlelere yayılmasını teşvik eder.
Devlet başarılı sporcuyu korur.
Güzel ülkemin her kademe yöneticisinin bilmek ve uymak ve uygulamak zorunda olduğu ve bizi bir arada tutan bu yasayı bilmesi gerektiğini düşünürüm.
Biliyorum...biliyorum...arkadaşlarım da bana öyle diyorlar zaten ...safım işte ne yapayım.
Sağlıklı , güçlü geleceğimizi taşıyacak bilgili insanlar yetiştirirsek ne olur..?
Bilmiyoruz ki...
Çünkü yetiştiremiyoruz.
Yapamıyoruz...
Bir avuç özverili insanın ,bir avuç gencin çabası bizim geleceğe güvenle bakmamızı sağlayamıyor.
Gençlik ve spor...
Sporun anası atletizm.
İyi bir atlet olmayan hiç bir sporda başarılı olamaz.
Hem spor akademimiz var hem de spor lisemiz...
Sayısız futbol sahamız,sayılı da olsa epey spor tesisimiz var.
Nüfusumuzun yarısı 28 yaşın altında.
Neyimiz eksik.?
Neyimiz tam ki? dedirtecek bir soru....sormamalıydım...
Yer zeytinköy atletizm pisti....Tartan...yani kauçuk taban.
8 kulvarlı harika bir pist.
Bir avuç özverili insan...Bir avuç liseli öğrenci.
Antalya da 71 tane lise var...Din eğitimi verenler hariç.
Pistte 5 tane lisenin öğrencileri....
Topu toplamı 60 -65 kız ve erkek öğrenci.
Atletizm sporu yapan belki 5 belki 6 öğrenci var.
Diğerleri aslında basketbolcu,voleybolcu hentbolcu filan da işte koşacak.
Atacak ....Atlayacak....
Bir ambulans var bir de şöförü...sağlık görevlisi yok.Ya bir şey olursa çocuklarımıza diyorum...Hastaneye götürürüz diyorlar.
En yıkıcı en yıpratıcı sporu yapmaya gelen çocuklarımız hastanelik olursa hastaneye götürülme garantisi ile spor yapacaklar...
Her yarıştan sonra soluksuz kalan ,oksijen seviyesi düşen çocuklar ,dizini engele çarpan,adelesi çeken çocuklar su diye inliyorlar....
Su yok....7 tane polis bir komiser var...Polisler yürüyerek bakkala gitmişler iki bidon su almışlar ... kilometrelerce yol ...yürüyerek dönüyorlar...Yolda arabama alıyorum...Çocuklar içinde aldık orada su yok diyorlar...
Bir avuç ta onlar...
Kulvarı bilmeyen,kulvar değiştirmeyi , kulvar değiştirmemeyi bilmeyen , 3 adım atlamayı 4 adımda tamamlayan , atlamalarda sıfır çeken çocuklarımız....
Müthiş bir sprinterimiz var adı Can....rüzgar gibi....canavar gibi...ciritçimiz var adı Fatma...cin gibi...
Orta mesafe de fırtına çocuklar var....Kız da var erkek de...
1500 metrenin kaç tur olduğunu bilmeden koşan çocuklarımız da var...
Antalya Liseler arası atletizm yarışmaları yapıldı.
Bir avuç özverili insan....Bir avuç pırıl pırıl gencimiz vardı orada....
Gözüm Devleti aradı....Ambulansı oradaydı...tesisi oradaydı...madalyaları da göndermişti...
Hani Anayasamızda kalın siyah harflerle yazan....Yapar ... yaptırır ...korur diyen....
Bizim çocuklarımızdı koşan , atan , atlayan....
Bizim belediyelerimizdi kendi basın bültenlerinde herşeye muktedir , herşeyi yapan....
Orada değillerdi.
Oysa ne kadar kolay ve ne kadar önemliydi orada olmaları...
Kendi çocuklarımızdan bu kadar uzak durmamalıyız...
Annelerimiz , babalarımız da orada değildi...
Bir avuç insan vardı gelecek için uğraşan....
Bir avuçta genç.....
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)