KÖŞE TAŞI REHA İLHAN
HALKIMIN KARTI BURAYA KADAR
Büyük şehir belediye başkanlığına , ilgilisine, e-mail yoluyla on soru sorduk.
Halk kartın adı kartın üzerinde neden yazmıyor diye bir soruda vardı.
Cevap verdim , veriyorum ,vereceğim , günleri geçti.
Biz cevabımızı caddelerden sokaklara taşan kuyruklardan aldık.
Önemli olan ilgilisinin ve bütün bu uygulamanın birinci derecede siyasi sorumluluğunu üstlenenlerin cevaplarını alıp almadıkları.
A-Kent firmasının yapmaya çalıştığı biletsiz toplu taşıma uygulaması kağıt üzerinde çok güzel.
Teknolojisi ile birlikte yapılmak istenen iş kesinlikle , daha önceki uygulamadan çok ileride.
Geride kalan uygulayıcılar.
Bir iş yapılırken geçilmesi gereken evrelerden geçmeyip , boşa zaman harcama ile ilgili ana soruna , ben her zaman ve her durumda en iyisini bilirim duruşu eklenince olanlar oldu.
Bakın Büyük şehir belediye başkanı soru soracağız dediğimizde aceleyle düzenlediği basın toplantısında ne dedi.
Kasım ayından söz ediyorum.Yani dünden.
“ 128 bin kart dağıtıldı .Bundan sonra belki 20 bin belki o kadar da değil bir kart daha dağıtılır.Yani bu güne kadar görmediğimiz kuyrukların bundan sonra görülmesi de söz konusu değildir.” Dedi.
Aralık ayı yağmur , fırtına , kar , soğuk ve kuyruk ayı oldu.
Şimdi biz adı bile üzerinde yazmayan bir kartı mı eleştireceğiz , yoksa öngörüsü bu kadar eksik bir yönetim anlayışını mı?.
Sistem geçte olsa çalışıyor.
Sistem kafa göz yara yarada olsa düzelecek.
Kartınıza yüklü parasal değer ekranda görünecek , ücretsiz aktarma uygulaması başlayacak.
Bunlar düzelecek…
Benim endişem başka…
Değişmesi gereken şey de başka…
Kuyruklardan , soğuktan , zekasız kararlara sokakların verdiği cevaptan söz ediyorum.
Halkın halk kartına verdiği cevaptan.
İlgilisi bu cevabı aldı mı?...
Benim son sorum bu..?
17 Aralık 2010 Cuma
12 Aralık 2010 Pazar
MUTSUZLUK GİDEREK ARTIYOR.
KÖŞE TAŞI REHA İLHAN
ALICE IN WONDERLAND
Antalya İş Kadınları Derneği düzenli olarak yemekli akşam toplantıları düzenliyor.Dün akşam ki toplantıda Prof.Dr.Nilüfer Narlı vardı.
Muhteşem bir öz geçmiş ve kariyer..Bahçeşehir Üniversitesi sosyoloji bölüm başkanı.
Antalyalı iş kadınlarının yüksek enerjili ve katılımcı ortamında yaptığı konuşmasında Türkiye İstatistik Kurumunun verileri ve kendi çalışmaları ışığında İnsan Hakları , kalkınma ve Yaşam kalitesi konusunda konuştu.
Toplantının sorular kısmına gelinceye kadar harikalar dünyasında gezindik.
Hepimiz hatırladık ki “Alice harikalar dünyasında” hapsolmuştu.
Sorularla açılan ve farklılaşan konuşmadan çıkan şuydu.
Prof. Narlı diyordu ki AKP , Avrupa Birliği uyum sürecini en başarılı yürüten hükümetti.
Avrupa Birliği sözcülerinin şikayet ettikleri sadece uygulama kısmıydı.
Brezilya’da kölelik devam ediyordu.Örneğin 450 metrekarelik evlerde çalışan hizmetçiler sadece 4 metrekarelik odalarda yaşamaya mahkum edilmişlerdi.
Katılımcı ,bütün gün ve gece çöp toplayan insanlarımızın durumunu nereye koyduğunu sordu.
Günde 1 doların altında gelirle yaşayan Brezilyalılar nüfusun % 15 iydi.
Bu oran Türkiye’de kırsal kesim verilerinde % 31 di.
Olsundu Türkiye hızla gelişiyor ve güçleniyordu.
Kadın hakları ve pozitif ayrımcılık açısından “akparti” (bu onun söyleyişi)harika işler yapmıştı.
Kadına yönelik sosyal cinsiyet ayrımcılığında Türkiye İran’ın bile gerisine düşmüş ve Yemen’in üzerinde durmaktaydı.Bunu da kendisi söyledi.
Nüfus hızla artıyordu bunun nedeni ,”olsun çok askerimiz olsun” anlayışıydı.
Başbakan 3 ( uyarılar ….sesler) peki tamam en az üç çocuk demişti ama zaten bu ülkede aile planlaması uygulanmıyordu.Miras hukukunu düzenleyen Osmanlının kendisiydi birileri bunu Cumhuriyet yaptı diyordu ama aslında Osmanlı padişahı kızlara eğitim ve miras hakkı vermişti.
Ama bugünkü verilerle Türkiye Cumhuriyeti mülk sahipliğinde kadınların oranı sadece %8 di.
Bu ne anlama geliyordu?..
Dünyanın en yoksul nüfusu , okuma yazma oranı düşük on ülke arasında olmak , daha dün çıkan bir yasa ile Devletin yaptıklarına karşı şahsi kusur davası açamamak , ben devletim diyen birilerinin yaptıklarına karşı sesini çıkaramaz duruma düşmek,ekonomisi bitirilmiş , üretim yapamayan bir ülke olmak.
Peki ya hayvancılık diyor bir dinleyici.
Terör filan dediler hayvancılığı bitirdiler diyor Prof. Hanım.
Ekonomisi üretim yapamaz hale gelen bir ülkede çalışan kadın sayısını hesaplamanın ne yararı var , bu ekonomi iflas etmiş durumda diyor bir katılımcı.
Benim uzmanlık alanım değil bilemem diyor Konuşmacı.
Ama şunu biliyor ve söylüyor.
Üstelik Türkiye İstatistik Kurumu verilerine dayanarak..
Türkiye de mutsuzluk giderek büyüyor..
Ne sordular da bu sonuç çıktı bilemiyorum diyor Prof.Narlı.
Ben sadece tahmin ediyorum.
“ CHP nin muhalefetinden mutlumusunuz?”
ALICE IN WONDERLAND
Antalya İş Kadınları Derneği düzenli olarak yemekli akşam toplantıları düzenliyor.Dün akşam ki toplantıda Prof.Dr.Nilüfer Narlı vardı.
Muhteşem bir öz geçmiş ve kariyer..Bahçeşehir Üniversitesi sosyoloji bölüm başkanı.
Antalyalı iş kadınlarının yüksek enerjili ve katılımcı ortamında yaptığı konuşmasında Türkiye İstatistik Kurumunun verileri ve kendi çalışmaları ışığında İnsan Hakları , kalkınma ve Yaşam kalitesi konusunda konuştu.
Toplantının sorular kısmına gelinceye kadar harikalar dünyasında gezindik.
Hepimiz hatırladık ki “Alice harikalar dünyasında” hapsolmuştu.
Sorularla açılan ve farklılaşan konuşmadan çıkan şuydu.
Prof. Narlı diyordu ki AKP , Avrupa Birliği uyum sürecini en başarılı yürüten hükümetti.
Avrupa Birliği sözcülerinin şikayet ettikleri sadece uygulama kısmıydı.
Brezilya’da kölelik devam ediyordu.Örneğin 450 metrekarelik evlerde çalışan hizmetçiler sadece 4 metrekarelik odalarda yaşamaya mahkum edilmişlerdi.
Katılımcı ,bütün gün ve gece çöp toplayan insanlarımızın durumunu nereye koyduğunu sordu.
Günde 1 doların altında gelirle yaşayan Brezilyalılar nüfusun % 15 iydi.
Bu oran Türkiye’de kırsal kesim verilerinde % 31 di.
Olsundu Türkiye hızla gelişiyor ve güçleniyordu.
Kadın hakları ve pozitif ayrımcılık açısından “akparti” (bu onun söyleyişi)harika işler yapmıştı.
Kadına yönelik sosyal cinsiyet ayrımcılığında Türkiye İran’ın bile gerisine düşmüş ve Yemen’in üzerinde durmaktaydı.Bunu da kendisi söyledi.
Nüfus hızla artıyordu bunun nedeni ,”olsun çok askerimiz olsun” anlayışıydı.
Başbakan 3 ( uyarılar ….sesler) peki tamam en az üç çocuk demişti ama zaten bu ülkede aile planlaması uygulanmıyordu.Miras hukukunu düzenleyen Osmanlının kendisiydi birileri bunu Cumhuriyet yaptı diyordu ama aslında Osmanlı padişahı kızlara eğitim ve miras hakkı vermişti.
Ama bugünkü verilerle Türkiye Cumhuriyeti mülk sahipliğinde kadınların oranı sadece %8 di.
Bu ne anlama geliyordu?..
Dünyanın en yoksul nüfusu , okuma yazma oranı düşük on ülke arasında olmak , daha dün çıkan bir yasa ile Devletin yaptıklarına karşı şahsi kusur davası açamamak , ben devletim diyen birilerinin yaptıklarına karşı sesini çıkaramaz duruma düşmek,ekonomisi bitirilmiş , üretim yapamayan bir ülke olmak.
Peki ya hayvancılık diyor bir dinleyici.
Terör filan dediler hayvancılığı bitirdiler diyor Prof. Hanım.
Ekonomisi üretim yapamaz hale gelen bir ülkede çalışan kadın sayısını hesaplamanın ne yararı var , bu ekonomi iflas etmiş durumda diyor bir katılımcı.
Benim uzmanlık alanım değil bilemem diyor Konuşmacı.
Ama şunu biliyor ve söylüyor.
Üstelik Türkiye İstatistik Kurumu verilerine dayanarak..
Türkiye de mutsuzluk giderek büyüyor..
Ne sordular da bu sonuç çıktı bilemiyorum diyor Prof.Narlı.
Ben sadece tahmin ediyorum.
“ CHP nin muhalefetinden mutlumusunuz?”
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)