KÖŞE TAŞI REHA İLHAN
BİR DİRENİŞ İLE BAŞLAR
Öznesiz , yüklemsiz cümle olur mu?
Hani ilkokulda orta okulda filan öğrenmiştik.
Hatırladınız değil mi…Nasıl kızardınız Türkçe öğretmeninize…
Dil bilgisi dersini değil ama "Ne işime yarar bunlar "diye başlayan konuşmalarınızı hatırladınız değil mi?
İşte işinize yarayacaktı ki….Derslerinize çalışmadığınızı şimdi anladınız.
Geç kaldınız.
Demokrasinin öznesi Halktır…
Direnen halk demokrasinin yüklemidir.
Demokrasi öznesiz ve yüklemsiz olmayan bir cümle gibidir.
Öznesi ve yüklemi olmayan demokrasi…..
Bu günkü demokrasimize benzer.
Gelin sizinle zamanda yolculuk alışkanlığımızı sürdürelim ve Tekel işçilerine teşekkürlerimizle , geçmişi , Antalya da yaşanan bir direnişin hikayesini okuyalım.
Antalya ticaret kültürü oldukça gelişmiş bir şehirdi.Galatyalı Türkler Antalya ya işte bu yüzden davet edildiler.
Ticaret ile kazanılan zenginliğin korsan saldırılarına karşı korunması gerekiyordu.
Bu işi en iyi Türkler yapardı.
Antalya geçmişin her döneminde ticaret şehri oldu ..Liman şehre mal taşıyan ve çevreden getirilen orman ve tarım ürünlerini , zeytinyağı ve şarabı taşıyan gemilerle dolardı.
Gemilerin boşaltılması ve yüklenmesi için güçlü kuvvetli insanlar gerekirdi.O zamanda bu insanlara hamal denirdi.
Meşrutiyet ile birlikte…yani O zamanın açılım hikayesi ile birlikte Osmanlı parçalanmaya başlamış bu arada Girit adası da Osmanlının elinden alınmıştı..
Giritliler Antalya ya yerleştirildiler.
Ticaret yapan bu insanlar için Antalya en doğru yerdi.
Yurtlarından koparılan bu insanlar kendilerine yapılan haksızlıklara karşı direnmeyi , Antalyalı işçilerle birlikte başardılar.
Ticaret Odası kayıtları O dönemde de şehirde çok büyük sayıda tüccarın olduğunu gösteriyor.
Şehir 1920 li yıllardan itibaren yeniden diriliş hareketinin içinde yer aldı.
Hem ticaret yaptı hem de işgale direndi.
1921 yılında Rodos adasından , Ankara ya giden Fransız gazeteci Berthe Georges-Galius , Antalya için ; “ işte milliyetçi Türkiyenin giriş kapısı.İtalyanlar buranın fahri kapıcılığını yapıyorlar ama , Ankaranın izni olmadan buradan içeriye adım atamazsınız.”der.
Antalya valisi Cemal bey “ bu valiyi Cemil Cahit Sönmez in ANTALYA VALİLERİ adlı kitabından okuyun.” İç işleri bakanlığına gönderdiği raporunda İtalyanların Liman a işçi getirip çalıştıracaklarını ve yeni yollar açacaklarını Konyaaltına kadar şimendifer hattı döşeyeceklerini yazar.Liman O dönemde bile çok hareketlidir.
Mısır lı gazeteci Kadriye Hüseyin bakın O günkü Antalya yı nasıl anlatıyor.
“'Bu akşam (23 Mayıs 1921)bütün dostlarımız bizi teşyi ediyor.Limanda,sevimli yüzlü,iri yarı,itina ile giyinmiş ve başında kalpak bulunan hamallar kahyası,devasa cüssesi ile bütün nazarları,dikkatleri üstüne çekiyor.Bu adam bir vatanperver,hemde büyük bir vatanperverdir.Yunan gemilerinin tahmil yada tahliyesine asla müsaade etmiyor.''
Hamalların Kahyası iri yarı güçlü kuvvetli Süllü ağa dır.İskenderiyelidir.Kardeşi Ali de hamal başı olarak çalışır.Antalya nın O dönem bilinen hamallarından Fehim ağa da hamal başılık yapmaktadır.Kıbrıs doğumludur.
Antalya İşgal ve kurtuluş günlerinde sıcak hareketli ve zor günler yaşar..
Heyecanlı ve inançlı günlerin hikayesine yarın devam edeceğim…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder