16 Şubat 2010 Salı

ADALETSİZLİĞE DİRENMEK

KÖŞE TAŞI REHA İLHAN


BİR DİRENİŞ İLE BAŞLAR- 2 –


'İskelenin en renkli insanları kayıkçılar,mavnacılar,hamallardır.Kayıkçılar ve mavnacıların fırtınalı günlerde ,hamalların ise her zaman işleri zor olmuştur.Her fırtınada bir iki kayık veya mavna ya batar ya parçalanırdı.Antalya'nın kavurucu yaz günlerinde,yüz kiloluk çuvalları omuzlarında depolardan mavnalara taşıyan hamalların,katlandıkları eziyetleri siz hesap edin.İki hamal başı tanıdım.Birincisi hamalbaşı Süllü ağa,öbürü hamalbaşı Fehmi ağa.Her ikisi de 1.90 dan uzun boylu,eski ölçü 130 okkadan fazla çeken insanlardı.''

Adnan Seleklerin anlatımı ile Antalya iskelesi işte bu insanların yaşam alanıydı.
Giritliler farklı giyinir , yerli halk farklı giyinirdi.Hayat İskelenin etrafında biçimlenir ve hayata güneş doğmadan başlarlardı … Akdeniz in serin sularında yüzülür , iskelenin hemen yanı başında kaynayan buz gibi suyla yıkanılır ve işbaşı yapılırdı.
İttihat ve Terakki partisi - 1913 – 1918 çeşitli meslek örgütleri kurdurmuş ve Rıza Tevfik bu konuda epeyce çalışmıştır.Hamallar cemiyeti de işte bu dönemde kurulur.

1910 yıllarında Yunan karşıtlığını güçlendiren Giritli göçmenlerdir.Antalyalılar ile birlikte esnafın bir araya getirdiği hamallar Yunan ve İngiliz gemilerine karşı direniş gerçekleştirirler.Durum O kadar ciddidir ki Mutasarrıf Konya valisine Konya valisi İç İşler bakanlığına durumu bildirir.Gemi Antalya limanın da beklemekte ama boşaltma ve yükleme yapılmamaktadır.Devletler arası sorun baş göstermiştir.
Giritliler şarampol mevkiinde Hamidiye adı verilen mahallede yaşarlardı.Camilerinin adı Reşadiye okullarının adı Meşrutiyet ti.
Giritliler güçlü ada kültürleri ile Antalya ya çok şey kattılar. Bakın -giritturk.com – adlı sitelerinde bunu nasıl anlatıyorlar.

Antalya'da Yunan karşıtı bir görüşün oluşumunda Girit sorununun önemli etkisi vardır.Girit sorunu,Tanzimat döneminden itibaren Osmanlı İmparatorluğu'nu uğraştıran önemli bir uluslararası sorun haline gelmişti.Yunanlılar Girit'i Yunanistan'a bağlamak,Osmanlılarsa mevcut durumun devamını sağlamak istiyordu.Giritli göçmenler Antalya'ya ilk kez 1877-1878 Osmanlı-Rus savaşından sonra gelmişti.Daha yoğun göçlerse 1897 Osmanlı-Yunan savaşı sonrasında gerçekleşmiş,bunlar için yalnızca Antalya içinde değil,Serik çevresine de Giritli göçmenler için mahalle ve köyler kurulmuştu.İkinci Meşrutiyet'in başlarında,Osmanlı İmparatorluğundan ayrılıp Yunanistan'a katılan Girit'ten gelen göçmenleri yerleştirmek için,Şarampol mevkiinde Hamidiye (Osmaniye) adında bir mahalle kuruldu.Bu mahallede inşa edilen camiye Reşadiye,okula da Meşrutiyet adı verildi.
Antalya'daki Giritliler Yunan karşıtı bir havanın oluşmasında önemli bir etken olmuştur.Antalya'da yerleşen Girit muhacirlerinden yüz kadarı Haziran 1910 da yanlarına talebe ve kahvecileri de alarak ''Yunanlı'' esnafın dükkanına giderek boykot yaptılar.Girit sorununun alevlendiği bir sırada,Ocak 1911'deyse Antalya tüccarının istediği vapura mal vermek ve hamallarında istediği vapura yük taşımak biçiminde ''kabotaj protestosu'' yaptıkları bildiriliyordu.Bu vapurlar içinde Girit sorununda Osmanlı karşıtı bir tavır takınan devletlerin vapurlarını-örneğin İngiliz bandıralı bir vapuru-Antalya tüccarı eşya alıp satmayarak boykot etmişti.1910 da Antalya limanına yanaşan bir Yunan vapurunun boykot edilerek geriye döndürülmesi bu olaylardan bir diğeridir.14 Haziran 1910 da Antalya limanına gelen bir Yunan vapuruna kısmi bir boykot yapılması üzerine Antalya Mutasarrıfı Hayri bey,Konya valisi Arifi bey'e,oda dahiliye Nezaretine bu konuda bir açıklama yazar.

Hayat birlikte güzeldir.
Biz ortak değerlerimizi güçlendirdikçe güzelleşir.
Farklılıkların büyütüldüğü yerlerde kargaşa ve kaos , kötülük ve güçsüzlük olur.
Antalya geçmişinden gelen güçlü ticaret kültürü ile hoşgörülü ama direnmeyi de bilen bir şehir olmuş.
Güçlü ama adil olmayana her dönem direnmesini bilmiş.
Bu gün de biraz bunu yaşıyoruz.
Hayatımıza sahip çıkmayı , adaletsizliğe ve yolsuzluğa karşı direniyoruz.
Biz bunu başarıyoruz.

Hiç yorum yok: