




Hayatın içinde Kendiliğinden güzel olanlar arasında kedilerinde olduğunu farketmemiş olabilirsiniz.
Zaten bir çok güzel şeyi fark etmeden yaşadığımız hayat için
güzel diyebilirmiyiz.?
Sıcacık...sevimli ....sev beni diyen kediler galiba dışımızda ki hayatın ta kendisi.
Bencilce isteyen...Kendini herkesten ve herşeyden daha önemli gören kediler bize hayatı kolaycacık özetliyorlar.
Onları oldukları gibi kabul ettiğinizde neredeyse bütün insanlar gibi olduklarını ve sadece istediklerini , aldıkları sürece de hiç bir sorun yaratmadıklarını göreceksiniz.Onları çok ama çok seveceksiniz.Onları sevdiğiniz sürece de onlar sizin yanınızdan hiç ayrılmayacak...
Hayatın güzel yönlerini görebilmek için bakmayı ve anlamayı bilmelisiniz.Bunun için en temel ihtiyacınız arkadaşlarınızdır.
Onlar sizi karşılık beklemeden severler.
Onlar sizin için siz istemeseniz de iyi şeyler düşünürler.Sizi sakınır ve korurlar.Farkında bile olmazsınız ama onlar sizi hayatın her anında düşünürler.
Önemserler.
Desteklerler.
Severler ve saygı duyarlar.
Karşılığında sadece arkadaş olduklarını bilmeleri yeter.
Hayatın en güzel yönü bir tane bile olsa arkadaşınızın olmasıdır.
Kediler de güzeldir.
Kedilerin ve Arkadaşların Dünyası yaşanılası bir Dünyadır.
Hayatın da ta kendisidir.
Bu yazı ziyaret ettiğiniz bu blog sayfasını hazırlama konusunda beni tatlı bir ısrarla destekleyen Fatih Tonguç arkadaşım için yazılmıştır.Teşekkür ederim Fatih...iyi ki varsın...
ANTALYA'YI ANLAMAK
İktidarda ki partinin iktidarını kaybettiği yer Antalya.
Birçok il ve ilçede de kaybettiği şey Antalya da olunca neden farklı oldu?
Başbakan açıkladı.
7 milyar lira harcadık.Tam (burada elinizi böğrünüze vuracaksınız) 28 kere ben şahsen gittim.
İşte bu iki neden yüzünden çok üzgünler.
Bu onların söyledikleri nedenler.
Bu konu henüz çok sıcak ve biraz daha soğumalı...
Daha sağlıklı tartışılması gereken ve üzeni de üzüleni de ikna edecek ortak akla ulaşılacak kıvama gelmeli.
Bu bir çatışmanın sonucu değil çünkü.
Bu sadece bir tercih.
Bu sadece yalın demokrasi...
MENDERES TÜREL
Menderes Türel Siyaset üreten bir ailenin çocuğu olarak hayata atıldı.
Gazete yönetimi ve ATSO başkanlığı gibi görevlerden sonra 3 partinin aynı anda adayımız ol teklifi yaptığı bir kişi oldu.
Antalya ya büyükşehir Belediye başkanı oldu.
Bu dönem ile ilgili yazımı biraz öteleyeceğim ama bir şeyi söylemeliyim.
Yazılı ve görsel- işitsel basın üzerinde kurmak istediği baskının şiddetini Antalya hiç bir zaman yaşamadı.
KENT KONSEYİ
İşte bu dehşetli baskı döneminde çalıştırmaya çalıştığımız Kent Konseyi de 3. yıldan sonra yıldı ve yıkıldı.
Antalyanın yaptığı tercih tam da işte bu.
Yönetimde söz sahibi olmak istiyor.
Antalya yı anlamak isteyenler bu çok önemli sivil yapıyı izlemeli ve dinlemeli.
Kent Konseyinin Başkan vekili Osman Aydın,Çalışma guruplarının değerli başkanları;
Zaman geçirmeden toplanmalı ve darmadağın edilen Kent vizyonumuzu yeniden yapılandırmalıyız.
Ulaşım,imar,ekonomi,turizm,çevre,sosyal ve kültürel etkinlikler yanında bu dönem ele almamız gereken en önemli konu
ENERJİ.......Antalya alternatif enerji raporunu hazırlamalı.
Antalya'nın devam yolunun ana eksenini Enerji politikası belirleyecek.
MUSTAFA AKAYDIN
İlk gün icraatlarınız ben yaparım imajını güçlendirecek özellikte.
Beklentiler , yapacaklarınız kadar çok.
Antalya'yı bildiğinizi ve Antalya'nın seçimini yaparken sizi tanıdığını düşünebilirsiniz.
Böyle değil.
Bir kez daha ve yüksek sesle okuyun.
Antalya'yı tanımak için Sivil toplum örgütlerinin çalışmasını ,üretmesini sağlamak zorundayız.
Antalya bunu 15 yıldır yapıyor.
Sadece son 5 yıldır sesi dinlenmiyor.
Sözü duyulmuyor.
Aklı dikkate alınmıyor.
Antalya yakın çevreniz de değil , Parti örgütü de.
Antalya sözünün dinlenmesini isteyen kocaman bir sivil dinamik.
Aman ha ...sakın ha...
Anlamamazlıktan gelmeyin......
ANTALYA'YI ANLAMAK (2)
Antalya' yı anlamak başlıklı yazımın bir cümlesi şöyleydi.
Mustafa Akaydın'ın ilk gün icraatları,yaparsa hoca yapar imajını güçlendiriyordu.
Dostlarım daha devir töreni izlemediklerini söyleyerek bunu ne anlama geldiğini sordular.
ANTKART hukuksuzluğunun bir uygulaması ilk gün değişti.
Artık insanlar kartlarına yükledikleri fiyattan yolculuk ediyorlar.
Nakit ödeme bedeli kart bedeline iniverdi bir gün sabah vakti.
Çünkü Menderes gitmiş Mustafa gelmişti.
Antalya Menderesi göndermiş Mustafayı birkez daha bağrına basmıştı.
Bu konunun ne kadar derin ve sıcak olduğunu sanırım bu cümlenin yüksek enerjisi ile hissettiniz.
İşte bu yüzden bu konuyu daha sonra tekrar tekrar ele alacağım.
KENT KONSEYİ
Antalya'yı anlamak istiyorsanız onu dinlemelisiniz.
Antalya en dinamik yapısı ile Kent Konseyi ve Gündem 21 çalışma guruplarında var.
Osman Aydın bu yapının derhal toparlanmasını sağlamalı.
21. yüzyıl gündemi Enerji.
Antalya kent vizyonu olarak bu konuyu projelendirip uygulayabilecek insan ve doğa kaynağına sahip.
Enerji politikamızı oluşturup,gerekli alt yapıyı hazırlamalıyız.
Alternatif enerji kaynaklarımızı üretken duruma getirdiğimizde Antalya tabii ki Ankara'dan daha zengin olacak.
Antalya'nın markası ALTIN PORTAKAL
Menderes Türel'in seçim afişinin birinde şöyle yazıyordu.
GÜLE GÜLE DUBAİ
Neden kaybettiklerini merak edenlere bu kimlik bunalımı afişinden daha anlamlı yanıt olurmu.
Antalya Antalya olarak gelişecek.
Kendi kimliği ve tercihleri ile marka olacak.
İşte Kent Konseyi ve çalışma guruplarının sahip çıkmaları gereken bir diğer konu da ALTIN PORTAKAL.
Hemen başlarsak ilk güzel sonuçları bu yıl ki festivalde hep birlikte yaşarız.
HADİ ANTALYA Durmak yok çalışmaya devam...
ANTALYA'YI ANLAMAK (3)
Bu hatayı hep yaparız.
İçinde yaşamadığımız ,ayıntılarını bilmediğimiz,bizim dışımızda ki hayatı yargılar ve mahkum ederiz.
Bu biz insanlara özgü bir davranış.
Hepimiz bunu yaparız.
Antalya'yı anlamak başlıklı yazı dizisinin uzayacağını ve hemen herkesin üzerinde birşeyler söyleyeceği bu değişimin nedenleri ve sonuçları üzerinde çok konuşacağımızı söylemiştim.
Nedenler ve sonuçlar üzerinde çok konuşurken bazı konularda da serin kanlı olmamız gerektiğini özellikle vurgulamıştım.
Menderes Türel dönemi hakkında henüz birşeyler yazmanın erken olduğunu,olayın sıcaklığının herkese yanlışlık yaptırabileceğini özellikle vurgulamıştım.
Devir teslim töreninin iyi yönetilemediği ve bu simgesel anın kötü yöneticileri mağdur duruma düşürdüğünü görüyorum.
Ertuğrul Özkök ,hürriyet gazetesinde ki köşesinde bu törende gazetesinin manşetine çıkaracağı kadar kötü birşey yapıldığını yazıyor.
Bence de öyle.
Gazetem bunu manşete taşımadıysa ben köşemin manşeti yaparım.
MUSTAFA AKAYDIN
Antalya'yı anladım ve onlar da beni anladı yanlışlığına sakın düşme dediğimin ertesi günü içine sürüklendiğin bu kötü durum,yönetim kapasitenin nasıl deforme edileceğinin açık bir kanıtı.
Yapılmasını istediğin işler gibi yapılmasını istemediğiniz işleri de açıkça belirlemeli ve bu işlerin kimler tarafından yapılacağının , yapılmasına da kimlerin nasıl engel olacağının tanımını mutlaka yapmalısınız.
"Antalya ne yakın çevreniz, ne de Parti örgütü değil" dediğimin ertesi günü antalya ile uzaklaşmaya başlamanız ben de dahi derin endişeler uyandırdı.
Sakin,serinkanlı ve akıl ile yönetmek için çalışma gurubunuzu bir kez daha gözden geçirin.
Sizi bu konuda uyarmamın ertesi günü yaşadığınız bu kontrolsüz güç gösterisi , yapan ile hiç ilişkilendirilmeden doğrudan sizin hesabınıza yazıldı.
En az iki kez düşünme evresindesiniz.
Sakin,soğukkanlı ve aklınız ile çalışmalısınız.
MANŞET KONUSU
Selda Bağcan'ın beni derinden etkileyen türküsü...
Sahnede Menderes Türel...
Kendisine oy vermeyenlerin neredeyse ortak duygusunun O türkü de dile getiriliyor olması bir çoğumuzun içini ferahlatmış olabilir.
Ama doğru bir davranış değil.
Yeri doğru değil.
Şekli doğru değil .
İşte manşet konusu bu.
Haklı olanların haksız duruma düşürülmüş olması.
Kötü yönettikleri için yönetimden uzaklaştırılanların mağdur duruma düşürülmüş olmaları.
AKADEMİK AÇIDAN
Sanırım bu dönemin konularını bir de akademik açıdan değerlendireceğiz.
Benim için hoş bir deneyim olacak.
Muhataplarımızın akademik kariyerlerinin gücü bu kadar açık bir şekilde ortadayken heyecanlı da olabilir.
Başbakan diyor ki; "demek ki hizmet önemli değilmiş."
Breh breh breh....
Sayın Başbakan ! Türkiye Cumhuriyeti devletine , cumhuriyeti kuranlardan daha büyük hizmet üreten oldumu? siz ve sizin takipçileriniz Cumhuriyete ve Cumhuriyeti kuranlara etmediğiniz lafı bırakmadınız.
Siz hizmet önemli değil önemli olan bireysel özgürlükler diyerek, mağduru oynayarak seçildiniz.
Bütün cumhuriyet tarihi boyunca yapılan dış borçlanmanın iki katı borçlanarak ve yapılanları satarak, sadece duble yol yaptınız.
Onlar da 3 yılda çökerek ,kırılıp, bozularak insanlarımızı öldüren trafik canavarına dönüştü.
Antalya ölümlü trafik kazalarını şehrin içinde yaşamaya sizin battı çıktılarınız ile kavuştu.
Demir tekerlek Lastik tekerlek birlikte aynı yoldan şehre girince neler olduğunu gelin bir de siz görün.
Bütün bunlar olurken Antalyalı yok sayıldı.
Yapma etme diyenler susturuldu,kötülendi,cezalandırıldı ve hatta tehdit edildi.
Antalyalı işte bunu redetti.
Demek ki hizmet çok önemliymiş.
Demek ki bireysel özgürlükler,insan hakları ve demokrasi çok önemliymiş.
Biz Türkiye Cumhuriyetini kuran aklın takipçileri 90 yıl sonra bile olsa bunun ayırdına varmalıymışız.
Kötü yönettiği için görevinden aldığımız birisinin insan olma hak ve onuruna saygı göstermeli, O nu iyi yada kötü yaptığı işler yüzünden incitmemeliymişiz.
Hukuka saygı,hukukun üstünlüğü cumhuriyet rejiminin üzerinde yükseldiği en güçlü temeldir.
Sorulacak hesap varsa hukuk gereğini yapacaktır.
İnsani hesaplaşma duyguları cumhuriyet insanına yakışmıyor.
Cumhuriyet insan olma erdeminin ürünüdür.
Cumhuriyet değerleri bireysel hak ve özgürlüklerin toplumsal düzeyde herkes tarafından eşit bir şekilde kullanılması demektir.
Cumhuriyet özür dilemesini bilenlerin hak ettiği bir yönetim sisteminin de adıdır.
ANTALYA'YI ANLAMAK (4)
KÜLTÜR - SANAT - SPOR ve PORTAKAL ÇİÇEĞİ
Bu günün Antalyası , 2500 yıllık insan uygarlığının kültürel sanatsal ve sportif bütün değerlerini bugün de yaşayıp yarına da aktarabilecek bir kent mi?
Kültürel altyapısı buna müsaitmi?
Peki bunu istiyormu?
Antalyalı bugünü yaşamak istiyor.
Günlük sıkıntılar O kadar bunaltıcı ki , ne bu günü yaşıyabiliyor Antalyalı nede gelecek ile ilgili beklentileri var.
İşte bu hepimizin işini güçleştiriyor.
Ne ben Güzelim Antalyanın dünü bugünü ve yarını ile ilgili düşüncelerimi anlatabiliyorum,
Ne antalyalı beni anlayıp hak verebiliyor.
Sırası mı şimdi bunun diyor haklı olarak.
Peki ya Antalyayı yönetmeye talip olanlar.?
Onlar ne yapacak?
Kenti ortadan ikiye yarıp geçen battı çıktılara ek olarak bir de demir tekerlek canavarını buldular önlerinde.
Tablo bu...
Doğu -batı ekseninde battı çıktılar....Kuzey -Güney ekseninde demir tekerlek.
Şehrin tam göbeğinde ikisi birlikte aynı daracık yolda.
Yazık oldu Antalya ya...
Her 3 Antalyalıdan 2'si bu yapılanların yanlış olduğunu düşünüyor.
Yapılacak çok fazla birşey yok ...Demir tekerler güzergahından lastik tekerleklileri çıkarmak ve kesişme akslarında ki trafiği zayıflatmak dışında kısa dönemli bir çözüm görünmüyor.
İyi de kültür-sanat ve spor ne alem de?
Antalya'nın kültürel değerleri yok artık.sadece Altın portakal film festivali var.O da İstanbuldan gelip bir hafta kalan beyefendilerin eğlence ve gelir kapısı olmuş durumda.
Sanat?...Çoktan unutuldu.
Küçük dükkan atölyelerde el işi,incik boncuk ve takı üretimi ile sınırlandı.
Bir kaç değerli sanatçı dostum dışında resim sanatı üreten kalmadı.
Ünüversitenin Güzel sanatlar fakültesi ve onun dekanı hakkında bir şey söyleyecek değilim.
Akaydın hoca zaten her şeyi biliyor.
Spor?...
İki belediye spor kulübünün Basketbol takımı 1. ligde...
Antalya spor futbol kulübü asansör takım olmamak için direniyor.
Diğerleri?
Amatör sporlar ve on binlerce hayır yanlış yazmadım Antalya da bir kaç onbin çocuk ve gencimiz amatör spor kulüplerinde spor yapıyor.Çok yalnızlar...
Tek bir örgütleri var ANTALYA AMATÖR SPOR KULÜPLERİ FEDERASYONU...
Amatör sporun bütün var oluş imkanları ile bu federasyon ilgileniyor.
ÖNCE KÜLTÜR
Antalya kültür politikasını yani vizyonunu belirlemeli.
2500 yıllık kültür mirası ile ilgili kararını vermeli.
Akdeniz medeniyetleri Enstitüsü bu konunun proje sorumlusu olabilecek kadar güçlü ve donanımlı.
Kültür varlıklarımızın envanteri var ve ne durumda olduklarını biliyoruz.
sadece nasıl kullanacağımıza karar vermeliyiz.
Bir de yeni kültür yapıları üretme konusunda fikir birliği gerekiyor.
ALTIN PORTAKAL
Bakın ne diyeceğim.
Altın Portakal Film Festivali yine bizim olsun.
Antalya'nın olsun.
Türk filmleri ve Türk film sanatçılarının kenti olalım.
Bunun kararını 1990 lı yıllarda verdik.Türkiyenin ilk doğal film platosu Antalya'da
İmar planımıza işledik.Lara kumsallarında TRT kampının arkasında ki 20 bin dönümlük alan sinema sanatı için ayrıldı.
Serik'te kapalı film platomuz var.Ya iflas etti yada etmek üzere.
Gelin Festivalimizi bu alt yapılarımızı da işin içine katarak yeniden yapılandıralım.
Biz bu kararları zaten verdik.
Sanatın üretilmesi için bu alanların sadece festival yönergesinin içine alınması yeterli.
Asıl bu konuda ki yeni fikrim (itiraf ediyorum beni çok heyecanlandırdı) festivalimizin amblemi hakkında.
Bence festivalimizi yeniden yapılandırır ve bize ait kılarken amblemini de değiştirmeliyiz.
PORTAKAL ÇİÇEĞİ festivalin amblemi olmalı...
Sanatçılarımız bu konuda çalışmalı ve Dünyanın en güzel şehrinin tasarımı kültürel değerlerimizin üzerinde yükselmeli.
Sanat ve Spor konularını da ayrı ayrı tartışmalıyız
ANTALYA'YI ANLAMAK (5)
ENERJİ - SANAT - SPOR VE İMAR
Mustafa Akaydın seçilmiş ve biz Antalyanın paramparça edilmiş vizyonunu konuşmaya başlamıştık.
Acaba diyorum ..yani bazılarınız dur bakalım dün bir bugün iki derken ben acaba diyorum çok mu fazla iyimser bakıyorum bu yeni döneme?
Evet Akaydın Belediye başkanlığına aday oldu ama acaba diyorum Cumhurbaşkanı ile hesaplaşması daha mı baskın iç dünyasında.
Bu sorunun yanıtını almak için çok fazla beklemeyeceğimi umuyorum.
Bir belediye başkanının bir rektörden çok farklı hedef kitleleri ve hedefleri olduğunu hatırlatarak bu ay içerisinde tamamlamayı düşündüğüm Antalya'yı anlamak dizisine yani yeni Antalya vizyonu tartışmasına dönüyorum.
ANTALYA ENERJİSİNİ ÜRETMELİ..
Hidroelektrik santrallerimiz var.Ulusal sisteme elektrik üretiyoruz.
Sonra O sistemden satın alıyoruz.
Durum bu.
Oysa Antalya Yeni ve temiz enerji üretebilecek bir çok kaynağa daha sahip.
Üstelik ulusal siteme girmeden kendimiz kullanabileceğimiz enerjiyi üretebilir kentimizin zenginliğine zenginlik katabiliriz.
Rüzgar,dalga,güneş ve yeni hidroelektrik santralleri kurabilir,lastik tekerlekli toplu taşımacılıkta biodizel'e geçebiliriz.
Bunu vizyonumuzun ilk konusu olarak ele almalı ve önümüzde ki 50 yıl için enerji master planı yapmalıyız.
Kent Konseyinde de bir kıpırtı yok henüz.Ama eminim çalışkan dostlarım ilk toplantıları planlıyorlardır.
KENT VİZYONU çalışmasını hemen başlatmalıyız.Akaydın hoca ister istesin isterse istemesin.
Ben isteyeceğini düşünüyorum...
SANAT KENTİ ANTALYA
Resim galerisinde sergi için gün bulamazdık.Yeni sergi alanları ürettik otel lobilerini kullandık.Çok değil 5 yıl önceydi.
Bu gün Güzel sanatlar galerisi, olsa ilkokul öğrencilerinin resimlerini sergileyecek ama onlarda yok.
Hollanda kraliyet akademisi mezunu bir sanatçı dostum ile konuştuk geçenlerde.
Evet Antalya da yaşıyor.
Üstelik harıl harıl sanat üretiyor,sanatçı yetiştiriyor.
Ulusal düzeyde resim sergileri düzenlemek istiyorum dedi.
İstanbuldan sergiler getirmek Antalyalı sanatçılar ile buluşturmak istiyorum...
Harika olur dedim.Kent Konseyi Kültür ve sanat çalışma gurubu ile bu projeni paylaşmasını istedim kendisinden.
Kent vizyonumuzun ikinci konusu sanat olsa ne güzel olur.
Belediye başkanlarımızın da buna ihtiyacı var.
Üçüncü 5 yıllık seçim broşüründe Antalyalılara HEYKEL PARKLARI vaad eden başkanımız var,üstelik kazandı.
Sanat ve sanatçı parkları demek istediği projesini sanatçılarla birlikte yaparsa başarabilir.
Temalı parklarımızın olması gerçektende çok iyi bir fikir.
Sokak müzisyenleri,gençlik gurupları,eğlenceler ve yarışmalar.
Nasıl da işte Antalya diyen projeler ...
Umarım bu dönem ilk adımları atmayı başarırız.
SPOR
Spor konusunda Belediyelerin şehrin tamamını ele alan bir bakışı olmalı iken(1580 ve 3030 sayılı yasalar bunu çok açık bir biçimde ifade etmişken) kendi spor kulüplerine yeni türk lirası cinsinden milyarlar akıtan belediyelerimiz,şehrin amatör sporcularını görmezden geliyorlar.
Örneğin Muratpaşa Belediyesi kapalı spor salonuna kendi kulüp sporcuları dışında hiç kimseyi sokmuyor.
Lig müsabakalarına açmıyor.
Kepez Belediyesi çok böyle değil.
Daha ılımlı.Kentin amatör spor kulüplerinin salondan yararlanmasına imkan sağlıyor.Müsabakalara da açtı salonunu.
Büyükşehir 3 salonu ile kentin salon zengini.
Atatürk kapalı spor salonu 1. lig maçlarının olduğu zamanlar dışında lig maçlarına açıldı.Çadır salon kullanımı zor ama mümkün.Aksu da ki salon ise şimdilik çok uzak geliyor Amatör sporculara.Ama iyi bir organizasyon ile önemli bir boşluğu doldurabilir.
Antalya amatör sporları,amatör spor kulüpleri ile var olabilir.
Birinci lig kadroları zaten başka bir yerde yetişmiyor.Bu zor şartlarda var olmaya çalışan amatör spor kulüpleri ve onların özverili hocaları yetiştiriyor O trilyonluk yıldızları.
Biraz da olsa ilgiyi ve desteği hak ediyorlar.
Kent vizyonumuzu konuşup yeniden yapılandırırken üzerinde çok duracağımız bir konu daha var.
İMAR VE PLANLAMA
21. yüzyılın Antalyasını inşa edeceğiz.
Bunu KIRCAMİ ve ERMENEKTE yapacağız.
Varsağın ötesi inanın bana hiç bir zaman Antalya olmayacak.
Kuşkusuz çok güzel ve yaşanılası yerler olacak ama adı Antalya olmayacak.
Bir kaç yazı tutacak olan KIRCAMİ ve ERMENEK dosyasını da konuşacağız.
İlgilisine ilginç notlarla tabii.
ANTALYA'YI ANLAMAK (6)
TEŞEKKÜRLER ANTALYA
Bahar nihayet geldi.
Yani biz yaşlılar sıcağı ancak hissedebildik..
Portakal çiçekleri,dallardan fışkıralı çok oldu oysa.
Hergün ayaklarımın altında binlerce portakal çiçeği.... yürüyorum.
Kokular yağıyor ağaçlardan.
Bahar geldi diyorum.
Başımı kaldırıyorum portakal çiçeği yollardan ....Uzaklara dağlara bakıyorum....
İçimden koparıp atamadığım dizeler ...
" Karanfil kokuyor cigaram......
Dağlarına bahar gelmiş memleketimin..."
Dağlarımıza da bahar geldi.
Bahar nihayet geldi.
Yollarda yürümek,tanıdık insanlara merhaba demek,aynı şehri başka insanlarla birlikte yaşamak.
Birbirimizi ve yaşadığımız şehri anlamak.
Yaşadığımız doğa ve şehir imkanlarını paylaşmak.
Paylaştığımız tüm değerleri yenineden üretmek.
İnsan olmanın , hak özgürlüklerimizin , bir diğerimizin farkında olmak.
Farklı ama farklılıkların farkında olmak.
İşte 21.yüzyılın sol felsefesi bu.
Yeniliğe,başkalığa ve farklılığa açık ve saygılı.
Yani yeniliği , başkalığı,farklılığı isteyen ve destekleyen insan bu günün solcusudur.
Değişimin ve özgürlüğün savunucusudur.
Aşkın ve tutkunun adıdır bugün solculuk.
Ne olur artık eski solcular tanımlamasını bırakın.
Solcu eski olabilir mi?
İnsan eskide kaldıysa solcu olabilir mi?...
Her bahar kendini yenilemeyen bir önce ki baharda kalan artık eskide kalmış demektir.
Bırakalım kendi tercihlerinde yaşasın...Ama O na biz eski solcu demeyelim.
Eskimiş , köhnemiş düşüncelerle bağını kesmezsek solu yaşatamaz , hadi zor da olsa söyleyeyim solu yeniden oluşturamayız.
Hafiften bir bahar rüzgarı , mis kokulu derin bir bahar nefesidir solculuk.
Aslında insan olmanın onurudur.
Bunu hatırlayan ve hatırlatan Antalya'ya teşekkür ederim.
Siz hiç bir belediye başkanının Antalyalılara teşekkür ettiğini duydunuz mu?
Ben duymadım....
Derin , serin bahar rüzgarını bana özgürce yaşattığın için sana teşekkür ederim Antalya...
ANTALYA'YI ANLAMAK (7)
ANTALYANIN AMATÖRLERİ
Antalyanın amatörleri sözü size allahın başarısızlarını mı anımsatıyor.?
İşte bu yazı bu yüzden yazıldı.
Hayır "Amatör ",işin daha henüz başında ve ama başarmaya kararlı insanı çağırıştırmalı.
Amatör ; yaptığı işi gönüllü olarak her hangi bir ücret karşılığı yapmadan yapan insan olarak algılanmalı.
Amatörler yaptıkları işi önemserler .
Hayat ile barışık , kendileri ile barışık , sevdikleri işi yapmanın tatlı gururu ile herkesle barışık insanlardır onlar.
Amatörler hayatın her alanın da vardır.
Ama en çok spor hayatının olmazsa olmazlarıdırlar.
Spor yapmanın insanı sağlıklı,gururlu,onurlu ve ahlaklı yaptığını bilirsiniz.
Spor yapmanın iyi bir şey olduğunu düşünürsünüz.
Ama spor yapmanın kurumsal bir yapı üzerinde yükseldiğini bilmemezlikten gelemezsiniz.
Spor uyulması zorunlu kurallar bütünüdür.
Spor yozlaşan her şeyin ilacıdır.
Spor sizi bu gününüze bağlar ,spor yarınınızı hazırlar.
Artık yazının gerçek adını koyabiliriz.
AMATÖR SPORLAR VE SPORCULAR
Bireysel yada takım sporlarının tamamı amatör spor olarak tanımlanmalı.
Gazetelerin yarısını kaplayan futbol sporunun geldiği yer ve başarısızlık amatör ruhtan uzaklaşması ile açıklanabilir.
Eğer profesyonelleşmiş sporun bu gününden memnun değilseniz , yarını size umut vermiyorsa , yanıtını ve
çözümünü işin amatör kısmında bulabilirsiniz.
Amatörlere yapılmayan her yatırım , amatörlere harcanmayan her kuruş size sıkıntı , üzüntü , başarısızlık ve sağlıksızlık olarak geri döner.
Antalyanın amatörleri de diğer illerden farklı değil.
Şanslı oldukları bir nokta var tabii.
Antalya da spor yapıyorlar.Bir de örgütlüler.
Amatör Spor kulüpleri federasyonu Türkiyenin en az imkanla en çok iş yapabilen insanlarını bir araya getiriyor.
Şansızlar , çünkü amatörler.
Anyalya'yı yönetenler onlara iki yılda bir müsabaka forması veriyor ve başarı bekliyorlar.
Asla abartmıyorum...Küçümsüyor yada azımsıyormuyum hayır o da değil.
Ama lütfen elinizi vicdanınıza koyup öyle değerlendirin.
Hanginiz ,hangimiz çocuğumuzun spor yapmasını istemiyor.
Bedensel engel,zihinsel engel spor ile sınırlarını aşıyor ve sosyalleşiyorken,hangimiz spora ve spor yapılmasına karşı çıkabiliriz?.
Hiç birimiz.
İşin başından başlayalım.
Spora , Amatör spora yatırım yapalım.
Spor yapanı ve işte burası çok önemli spor yaptıranları destekleyelim.
Onlara hiç olmazsa hek ettikleri değeri verelim.
Antalya valisi bu konuda çok istekli ve içten,eski yeni seçilen belediye başkanlarının da bu konuda ödev ve sorumluluklarını bildiklerinden kuşkum yok.
Ama inanın bana yapılanlar yeterli değil.
Gelin bu konuyu her açıdan ele alalım ve çözümler bulalım.
Hep birlikte el birliği ile.
Amatör bir ruhla...
ANTALYAYI ANLAMAK (8)
AMATÖR SPOR VE DİĞER HERŞEY
Amatör ruhun ve hayata bakışının nasıl da gurur verici ,rahatlatıcı bir etkisi var bilmek istermisiniz?
Antalya Amatör Spor Kulüpleri Federasyonu başkanı Metin Bulut ile konuşmalısınız.
Ben öyle yaptım.
Antalya da ki tüm amatör sporcular ve spor hocaları gibi.
Metin Bulut'un ziyaretçileri sabah kahvaltısında başlar, öğle yemeğinde artar, akşam beş çayına kalanlar çocuğuna spor kulübü yada spor malzemesi yardımı isteyenlerdir.
Yani Amatör ruhu arayanlar için Antalya da ki adres bellidir.
Hele spor sezonu içerisinde görmelisiniz yada hadi söyleyeyim mutlaka yaşamalısınız O ortamı.
Hafta sonu maçlar yapılmış yenenler ve yenilenler hepsi orada.
Antrenörler,kulüp başkanları, bazı sporcular inanılmaz bir gerginlik ve kardeşlik.
Yenen yenileni , yenilen yeneni, hepsi birlikte hakemi eleştirir ve gülerek, öpüşerek ayrılırlar.
Metin Bulut mu?....
O asla taraf olmaz.
Hepsine laf yetiştirir,hepsine kızar, hepsinin gönlünü alır ve en önemlisi amatörlerin derdinden anlar.
İnanın bana O amatör ruhun nasıl besleneceğini bilir.
Bütün amatör ruhların orada toplanmasını başka nasıl açıklayabilirsiniz ki.?
Hepsi birbirine saygılı , ölçülü bir rekabet içinde.
Hepsi biliyor ki, rakip olmazsa gücün ,becerinin hiç bir değeri yok.
Hepsi biliyor ki, rakip olmazsa güçlerini , becerilerini ve başarılarını ölçebilmek mümkün değil.
Hepsi biliyor ki, Hakemlik kurumu olmazsa spor ve sporun heyecanı olmaz.
Buraya kadar zaten bilinen şeyleri söyledim.
Bilinen ama pek söylenmeyen şeylere geldi sıra.
Antalya da yapılan her spor tesisinin arkasında hatta bir çoğunun önünde Metin Bulut vardır.
Antalya Valisi Alaeddin Yüksel'den hep övgüyle söz eder.
Zaten son yaptırdığı spor tesisine valinin adını vermesi biraz da bundan.
Geçen dönem Muratpaşa belediye meclis üyesiydi.
Spor tesislerinin yapılması ve var olanların herkes tarafından kullanılması için çok çırpındı.
Belediye başkanı Süleyman Evcilmen ile çok tartıştı.Pek çok konuda karşı karşıya geldi.
Bana inanın hepsini kazandı.
Yapılan tesisler Metin Bulut sayesinde yapıldı.
Uğur Mumcu stadyumu için nasıl çalıştığının ve neler yapabildiğinin ben şahsen tanığıyım.
Geçen dönem yapılan bütün spor tesislerinde O var.
Ama bütün bunlar onun için yapılması normal işler kategorisinde.
Ama Süleyman Evcilmen'e kırgın.
Çok gereksiz gerginlikler ve zorluklar çıkardığını düşünüyor.
Daha çok tesis yapılabileceğini hatta yapılanların bütün amatör sporcular tarafından kullanılması gerektiğini savunuyor.
Oysa Muratpaşa Belediyesi bütün bu " çatışmalara karşın yapılan" kapalı spor salonunu amatörlere açmıyor.
Bunu asla kabul edemem diyor Metin Bulut.
Bütün Antalyalıları yapılan tesislere sahip çıkmaya ve var olanların amatör sporcuların kullanımına açılması için baskı gurupları oluşturmaya çağırıyor.
Bir çift söz de İl Genel Meclisine söylüyor.
Bu yıl spor faaliyetleri , tesisler ve malzeme yardımları için ayrılan kaynağın çok yetersiz olduğunu ve yeni meclisin bu konuyu tekrar ele alması gerektiğini düşünüyor.
Şimdi söylenmeyenlere gelelim.
Beledi başkanları sporu ve sporculuğu seçim malzemesi olarak çok iyi kullanıyorlar.Ama görev süreleri içerisinde belediye yasasının kendileri verdiği ödevi ve ilgiyi amatör spora göstermiyorlar.
Kepez belediyesi bunun dışında tutulabilir.Yeterli değil belki ama kendi ilçesinde geniş tabanlı bir spor eğitimi çalışması yürüttü.
Konyaaltı..?
Üçüncü dönem Belediye başkanı Muhittin Böcek bütün iyiniyetine karşın Konyaaltında amatör spora çok ilgi duymadı.
Kapalı spor salonu bir özel şirketin gelir kaynağına dönüştü.
Bir de "belediye spor"için yapılan yatırımlar var.
Amatör spor kulübü faaliyetleri Konyaaltı belediyesi sınırları dışında kaldı hep.
Muratpaşa Belediyesi için aynı şeyi söyleyemem ama Süleyman Evcilmen bu konuda bu dönem çok çalışmak zorunda.
Müthiş bir sporcu potansiyeli olan ilçesinin tesisleşmesi ve tesislerin kullanılması konusunda çok şey yapmalı.
Büyükşehir belediyesi birinci lig klasmanında.
Futbolda da, Basketbolda da öyle.
Yeni başkanımıza söylenmeyeni ben söyleyeyim.
Geçen dönem spor için bir çok şey yapıldı bir çok para harcandı...
Yapılanların tamamı amatör sporcular ve spor hocalarının sırtında yükseldi ,ama onlar çok itilip kakıldı.
Amatör spor branşlarına ve sporcular ile hocalarına dönüp bakmanın zamanı geldi.
Bunu "yaparsa Büyükşehir yapar".
Yapmalıdır da...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder