6 Ekim 2011 Perşembe

ÇAY İÇMENİN YARARLARI..

KÖŞETAŞI REHA İLHAN

HOCA İLE ÇAY İÇMEK

Bu köşenin okuyucuları hatırlar.Şimdi Hoca ile çay içme zamanı diyerek yazdığım yazıyı.
Büyük şehir Belediye başkanı Mustafa Akaydın ile çay içme fırsatımız oldu.
Tabii ki özel bir şey değildi.Kendisi Kent Konseyi İmar Çalışma Gurubu toplantısına son anda katılma kararı alınca toplantı masasının etrafında oturan herkese ikram edilen çayı birlikte içtik.
Büyük şehir belediye başkanı harika bir proje daha hazırlamış .
Buraya dikkat ekibi hazırlamış demiyorum.Hoca harika bir koruma imar planı revizyonu hazırlamış.
Ama O’na sorarsanız kendisi değil ekibi , özellikle de Emre Madran’ın hazırladığı bir proje.
İşte bu projeyi Kent Konseyi alt çalışma gurubu ile paylaşmaya gelmiş.
Çay içtik.
Projeyi konuştuk.
Daha doğrusu biz konuştuk O dinledi.
Dedim ya çay içmeye gelmişti.
Yani doğru olanı yaparak , projeyi hazırlayan ekibin başkanının sunduğu proje hakkında ne düşündüğümüzü not almaya gelmişti.
Kaleiçi Koruma imar planı revizyonunun bütün parametreleri ve kararlarını destekleyen konuşmalar yaptık.
Tam desteğimizi kendisine verdik.
İşte o anda Hoca çayının son yudumunu içti ve , önemli projelerde kendisinden esirgenen destek yüzünden üzgün olduğunu söyledi.
Yani doğruyu yapmaya devam etti.
Projelerin uygulanması öncesinde kendisine verilen desteğin uygulama sırasında verilmediğini iki örnekle anlattı.
Ben de kendisine…
Bu konuşmayı bu köşenin okuyucularının bilme hakkı var.
Ben de kendisine “tırnak içerisinde destek istediği projelerini” bu projede yaptığı gibi zamanında ve doğru şekilde, proje hazırlanma aşamasında , dinleme kararlılığı ile yaparsa beklediği destekten daha fazlasını alacağını söyledim.
Projeye destek vermenin başka bir şey , uygulamaya destek vermenin başka bir şey olduğunu belirttim.
Bir birimize olan güvenimiz artarak ayrıldık toplantıdan.
Dediğim gibi Hoca ile çay içtik.

Hiç yorum yok: