KÖŞE TAŞI REHA İLHAN
TURİZM VE MİMARLIK (4)
Dürüst olmalıyız.
Öncelikle kendimize karşı dürüst olmalıyız.
Turizm ve Mimarlık konusunu konuşup tartışırken başlangıç pozisyonlarımızı doğru almalıyız.
Cumhuriyet kurulurken , Denizimizi , dağlarımızı , ormanlarımızı , göl ve nehirlerimizi korumaya karar vermişiz. Bütün bu değerlerimizin insanlık değerleri olduğunu kabul ederek güçlü ve korumacı yasalar yapmışız.
Ancak adını da koyalım 1950 li yıllardan itibaren yasalara karşı hile yoluyla Anayasal koruma altına aldığımız bu değerleri kemirip yok etmişiz.Birbirimizin gözünün içine bakarak yapmışız bunu.
Anayasa koruyor , yasalar koruyor ama kıyı yağması , orman katliamı , yüzey ve toprak altı su kaynakları kirlenip tükeniyor.
Şimdiki siyasi otorite,bütün bu korumacı yasaları yok edip yerine tüm doğal değerlerimizi keyfince ve kolayca kullanacağı bir düzen getiriyor.
Bu siyasi düşünceye kesinlikle karşıyım.
Ancak açık yüreklilikle söyleyeyim , seksen yıl boyunca var olan korumacı hukukun arkasından ,sağından , solundan dolanarak sinsice yapılan tüm yok edişler daha ahlaklı değildi.
Şimdi ki hükümet bunu açıkça yapacağını ilan ediyor..Tabii ki mırın kırın ediyor,yok bir şey yapmayacağım diyor ama öngördüğü hukuki yapı tam bir kapanın elinde kalma düzeni getiriyor.
Bunu yaparken güç aldığı odak bu ülkenin seçmen çoğunluğu.
Bencil , rant derdinde, hukuktan nefret eden bir çoğunluk.
Hukuksuzluğu kendisi için bir hak olarak gören insanlar.
İçinde yaşadıkları Dünya’yı kemiren peynir kurtları..
Peynir tükendiğinde kuruyup yok olan kımıl varlıklar.
Turizm ve Mimarlık konuşuyoruz biz bize.
Seksen yılımızla hesaplaşmamızın vakti geldi.
Kendimize karşı dürüst olalım.
Korumanın ve kullanmanın dengesini bulalım artık.
Doğal dererlerimizi kullanarak korumak , çevreye duyarlı endüstri mümkün.
Hadi bunu yapalım..
Antalya mimarlar Odası’na teşekkürlerimle.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder