KÖŞE TAŞI REHA İLHAN
TURİZM VE MİMARLIK (3)
Prof.Dr.Ruşen Keleş demokratik sürecin aktörlerinin kimler olduğunu tek tek sayarak yoklama yaptı.
Salonda , şehrin bu günü ve geleceği ile ilgili karar alma sürecinde bulunanlardan kimse yoktu.
Yönetim erkini bir vali muavini temsil ediyordu.
Belediye başkanları , meclis üyelerini sordu.
Eski bir meclis üyesi olarak ve dönemimde asla ıskalamadığım bu tür çalışmalara katıldığım için elimi kaldırdım.Benim gibi duyarlı arkadaşlarım adına da yaptım bunu .Bir kişi sayılmaz dedi Hoca.Oda başkanı Osman Aydın ile göz göze geldik.Gülümsedik sadece.
Genç mimarların dışında fazla ilgi yoktu.
Oysa Dünya ölçeğinde çok önemli bilim insanları Antalyalılarla konuşmaya bilgilerini aktarmaya gelmişlerdi.
Denetleme görevini yapacak halk’ta yok burada dedi Prof. Ruşen Keleş.
Karar vericiler , yürütme gücünün başında olanlar yok ama halk’ta yok.Yani demokrasi artık iyice uzaklaşıyor ülkemizden.Merkezi hükümet keyfi uygulamalarını , keyfi yasalar çıkararak sürdürüyor.
Anayasa değişliği ile yerindelik denetiminden kaçıyor.
Cevat Geray hoca, bir yığın örnek sayıyor.Ruşen keleş , Erol Manisalı işin bu kısmını çok önemsiyorlar.
Sürdürülebilir turizmin ancak bozulmamış ve korunan doğal ve tarihi değerlerle mümkün olduğunu ancak antik şehirlerin sular altında yok edildiklerini , ormanların ve kıyıların yok edilmelerinin merkezi hükümetin birinci ödevi gibi göründüğünü söylüyorlar.
Cevat Geray , “YÜKSEK KAMU YARARI” nın ne olduğunu anlatıyor.
Ormanların , kıyıların sadece özel mülke değil kamu mülkiyetine de konu olamayacağını anlatıyor.
Kamu yararı, kamusal hizmet üreten devlet kuruluşlarının mülk sahibi olmalarını , onlara ayrıcalık tanınmasını anlatmaz diyor.
Yüksek kamu yararı , geçmişi - bugüne , bugünü -yarına bağlayan bütün insanlığın ortak çıkarını ifade eder.
Bu gün sıkça konuşulan çoğunluğun yararı , yarını olmayan , sürdürülemez bir anlayıştır.Çoğunluk bende ise Kamuyu ben temsil ediyorum diyen hükümetin ,yargı kararlarından da kaçmaya çalıştığını anlatıyorlar.
Sessizce dinliyoruz.
Ormanlarımız 2 B değişiklikleri ile , HES uygulamaları ile tehdit altında. Doğal ve tarihi alanlarımız yeni kurulacak bir komisyona emanet edilecek.Koruma kurulları yerine kurulacak olan komisyon hükümet ağırlıklı temsil ile çalışacak.
Prof.Dr.Ruşen Keleş’in son sözleri şunlar.
“ Doğal devamlılığa en az etki eden insan davranışı ahlaklıdır.”
Doğaya karşı yapılan işlerin tamamında Ahlak eksikliği var.
Oysa çevre ve ekonomik faaliyetler bağdaştırılabilir.Bir arada sürdürülebilir.
Turizm sadece ekonomik katma değer yaratan bir faaliyet değildir.
Doğal ve tarihi değerlerimizin insanlık tarafından paylaşılması sürecidir.
İşte asıl kültür budur.
Turizm kültürlerin paylaşılmasıdır .Ahlak ise Tüm Dünya değerlerinin ,tüm Dünya canlılarına ait olduğunun bilinmesidir .
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder