KÖŞE TAŞI REHA İLHAN
BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANI - 3 -
Prof..Dr. Mustafa Akaydın…
Sayın genel sekreteri…
Sayın ve sevgili danışmanları..
Bu köşede daha önce de yazılmış bir çok konuda hiçbir okumuşluk ifadesi göstermeyen Büyükşehir belediyesinin birinci derecede sorumluları.
Bir birini izleyen üç yazı okuyacaksınız.
Okuduğunuzu biliyorum..
Bir sevgili danışmanınız bunu bana kendisi söylemişti.
Umarım bu kez bu gazetede yer alan diğer köşe yazıları gibi sadece Antalya düşünülerek yazılmış bu yazıların asgari gereğini yerine getirirsiniz.
ANTALYA BİZİ ÇAĞIRIYOR.
Gelen giden kent kimliği arayışı içinde.
Antalya Dubai olsun diyen bile çıktı bunların arasından.
Ama nedense hiç biri….Gariptir ama hiç biri Antalya nın bir kimliği olduğunu fark edemedi.
Antalya 2500 yıldır var.
Bu kadar uzun yıllar insan uygarlığının yaşadığı bir kent kimliksiz olur mu?
Muhteşem bir kimliği , hayran olunacak şehir hikayeleri var.
Bir çoğu küçük kara ciltli kitaplarda .
Okuyan yok.
Bir de birbirine anlatan.
Geleceğe taşınmayan bir yığın şehir hikayesi.
Antalya hep ticaret kenti olmuş.
Korsanların sıkça uğradığı bir cennet…
Dev surlarla korunması , kentin yüzyıllarca neredeyse surlardan ibaret olması işte bu yüzden.
Cemil Cahit Sönmez çok önemli bir işi başardı.
Şehrin ilk günlerini ve yüzyıllar içinde nasıl değiştiğini belgeledi ve ortaya çıkardı.
Artık elimizde ilk Antalya şehrinin resmi var.
Sıra içindekileri yerleştirmeye geldi.
Surlarla çevrili şehir artık güçlü binalarına kavuşacak...Cemil Cahit Antalya valileri kitabını bitirir bitirmez şehrin yaşayan eserlerinin çizimlerini yapacak.
Bana söz verdi …Kesinlikle yapacak…
Peki biz ne yapacağız.?
Şehrimizi emanet ettiğimiz Büyükşehir belediye başkanımız ne yapacak?...
Yeni bir kimlik arayışına girmeyeli bir yıl oldu.
Bu epey bir umut verici.
Bu kez Kente yeni bir kimlik aranmıyor.
Devam yolumuz bu olmalı.
Çünkü zaten Antalya nın kimliği ve sahip çıkılması gereken çok değeri var.
Yazdım , yine yazıyorum.Antalya ALTIN KARTALINI geri çağırmalı.
Berlin müzesinde bulunan bu simgesel eser Antalya da olmalı.
Resmi yazışmalar ve kampanyalar ile kartalımızı geri getirmeliyiz.
Bir de zaten bizde olan , yani zaten yerinde olan SÜTUNLU YOL ayağa kaldırılmalı.
Üç kapıların altın kaplamalı yazısının görkemi geri gelmeli. Sütunlu yoldan yürüyüp ,limana, tersaneye , mermerli plajına inmeliyiz.
Sonra dönüp birbirimizi kutlamalı ve İşte Antalya demeliyiz…
Altın kartalı , altın kaplamalı yazıtı , sütünlu yolu geri çağırmalıyız derken …galiba aslında ….
ANTALYA BİZİ ÇAĞIRIYOR.
Sadece sesini duymak yetecek…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder