7 Aralık 2009 Pazartesi

SİYASET , SİYASETÇİNİN İŞİ...

KÖŞE TAŞI REHA İLHAN



DEMOKRASİ YA DA DİKTATÖRLÜK


Televizyon haberlerini izlemiyorum…
Uzun bir süredir gazete de okumuyorum…
Hiçbir siyasi partinin üyesi , sempatizanı ve oy vereni değilim…
İşte bu günkü seçmen profili bu…
Çünkü düzenli , doğru ve yansız bilgiye ulaşması neredeyse imkansız..
Bu günün seçmeni böyle peki yarının seçmeni ne durumda?..

Okullarımız 21. yüzyılın bilimsel bilgilerini değil 15 .yüzyılın hurafeleri ile çocuklarımızı değiştiriyor…
Bilgiyi , bilgiye ulaşmayı ve bilgiyi kullanmayı bilmiyorlar…
Sadaka kömür ile ısınıp…
Kurtlu ama bedava nohut ile karnımızı doyuruyoruz…
Birbirimize saygı duymanın ne demek olduğunu unutalı epey oldu…
Artık kendimiz bile kendimizin umurunda değiliz.
Yarın artık bizim için yok…
Çünkü bizi yönetsinler diye seçtiklerimiz öğleden sonrasını göremiyorlar…
Başbakan , kendisinden sonra en çok oy alan partinin hiçbir üyesi ile görüşmeyi beceremeyecek kadar nefret duyuyor…Konuşmak için Amerika Birleşik Devletleri başkanına gidiyor…
Dağda ki eşkıyayı başka ülkelere gönderin ricasında bulunacak…
Dağda ki eşkıyanın sorumlusunun O olduğunu düşünüyor olmalı…
Delilsiz isnatsız yüzlerce düşünen insan mapusanede gün sayıyor…
Cemaat ve tarikatları soruşturdu diye Cumhuriyet savcısı soruşturma geçiriyor.
Kararları beğenilmeyen yargıçlar dinlenip meslekten atılmaya çalışılıyor…
Siyaset ; Bilimin , hukukun ve adaletin önüne geçti…
İşte bu asla olmaması gereken bir durum…
Yani demokrasilerde kuvvetler bir birinin üstünde yada önünde değil..Yan yana olur.
Herkes , her güç , her kurum yerini ve görevini bilir ve görevini yapar…
Oysa Yürütme kendini her gücün üstünde görmeye başladı.
Kendisini seçen yasamanın da , kendisini denetleyen yargının da üstünde ve onları ezme kabiliyeti ve yetkisi varmış gibi duruyor.
Kabaca durum bu…
Bu günkü durumdan siyaseten sorumlu olanların kendileri ile ilgili Anayasa mahkemesi kararından sonra hukuki sorumlulukları da var artık.
Yani bu gün ülkemizi yönettiklerini düşünüp tomarla maaş alanların siyasi ve hukuki sorumlulukları üstesinden gelemeyecekleri kadar ağırlaştı.
Nedeni siyasi partiler yasası…
Düşüncelerini , üyelerini , liderini , liderinin boyunu , ata binişini , attan inişini, beğenip oy verdiğiniz partinin sürdürdüğü olumsuz uygulamaları görüp , müdahale etme yada “ben sana verdiğim oyumu geri çektim” deme hakkınız yok.
Oysa demokrasilerde “oyunu geri çağırma hakkı” ve “gücü “milletten alınamaz..

Bir kere seçildim ne istersem yaparım diye düşünen insanların da seçilebilir olmaları , demokrasinin en zayıf tarafıdır…Biz bu gün bu durumu yaşıyoruz.
Nedeni siyasi partiler yasası…
Nedeni Seçim yasası…

Siyasetin sorumluluğunu ve maaşını alan kişilerin seçilme nedenlerini unutup bir kişinin dudaklarını okumaya çalışmaları ve olan biteni sessizce izlemeleri tek adam sultasını çağırıyor…
Siyaseten içi boşalmış siyasi partilerin , yetersiz kadroları ile aldıkları cılız yönetim kararları ve bu yönetime karşı zayıf muhalefet demokrasinin dengelerini tamamen bozdu…
İşaret fişekleri fayda etmedi…
Demokratik tepkiler umursanmadı…
Anayasa mahkemesi kararı önemsenmedi .. Danıştay kararları beğenilmedi…
Dördüncü güç…Susturulmak isteniyor…
Çünkü ülke yönetimi ile ilgili kararları ve uygulamaları duyurma görevini yapan gazeteciler de artık birer düşman…
Gazeteci haber verir…
Gazeteci ; gazete manşetlerinde yorum yapıyorsa ,televizyon , televizyon dolaşıp siyasi fikirler üretmeye çalışıyorsa , yani siyasetçilerin yapması gerekenleri gazeteci kimliği ile yapmaya başlamışsa , demokrasi , siyaseten en zayıf günlerini yaşıyor demektir…
Demokrasi ; demokratik haklarla donanmış hukuku olan toplumların , bilgili olmaları ve bilgilerini değerlendirme becerilerinin olması ile mümkündür.
Gazeteler haber vermeli…Bıkmadan ,usanmadan haber toplamalı ve toplumu bilgilendirmeli…
Durumun resmini çekmeye , durumu anlatmaya çalışmalı ,ama durumu değiştirmeye çalışmamalı…Çünkü bu siyasetçinin sorumluluğu ve işi…
Bu durumda okuyucu yani seçmen olan bitenin bir parçası gibi gördüğü gazeteleri okumuyor , televizyonları izlemiyor…
Siyasetçileri …Yöneteni ve muhalefet görevini yapanı , işlerini yapmaya çağırıyorum…
Siyasetçiler yönetim kararlarını beğenmiyorlarsa , beğenenler kadar cesur olmalılar…
Siyaset risk alma sanatıdır.
Siyasi partiler görevlerini yapmalı yapamıyorlarsa yapabilecek aklı , gücü ve direnci olanların siyaset yapma haklarını sınırlamamalıdırlar…

Gazeteciler de sadece haber vermeye , doğru ve tarafsız haber vermeye geri dönemezse, gazetecilik de , demokrasi de istemedikleri bir yere gidecek…
Bu yazı bir işaret fişeği…
Tek adam sultası uyarısı ….Faşizimin ayak seslerini duyurma …Ülkemizin bir Diktatör tarafından yönetilmesine 5 ‘ kaldı yazısı…

Hiç yorum yok: