23 Temmuz 2009 Perşembe

GENETİĞİNİZE DİKKAT

KÖŞE TAŞI REHA İLHAN



GENETİĞİNİZİ DEĞİŞTİREBİLİRMİYİM?

Saatin kaç olduğunu öğrenebilirmiyim.?
Ateşiniz varmı?..(bunu sormak artık yasakmı ne?)
Atatürk parkına nereden gidebilirim?
Genetiğinizi değiştirebilirmiyim.?

Aslında bunu yapabilirim demek istiyorum.
Genetiğinizi değiştirebilirim.
Daha hızlı koşmanız için tazı geni , balık gibi yüzmeniz için balık geni ekleyebilirim size.
Peki bunu yapayım mı?
Bakın ben uygar bir insanım.
Demokratım ve insan özgürlüklerini çok önemsiyorum.
Bu yüzden size soruyorum.

Ama birileri hiç kimseye birşey sormadan ve hiç bir açıklama yapmadan , bazı bitki türlerinin genetik yapılarını değiştiriyor.
Bunu açıkça yapıyorlar.Nasıl yaptıklarını ve sonucunda ne olacağını bilmiyoruz sadece o kadar.Yaptıklarını biliyoruz.
Çünkü bunu söylüyorlar.
Pamuk.kolza,mısır ve soya..Şimdilik bunlar genleri değiştirilmiş olarak üretiliyor.Ve tüketiliyor.
Üzgünüm ama bu konuda Hükümet hiç bir şey yapmıyor.
Ülkemize bu tür ürünlerin ne girdiğini ne de girmediğini söyleyebiliyorlar.Çünkü Biyügüvenlik yasası 4 yıldır çıkarılmıyor.
Taslağı Arjantin hariç herkesten gizleniyor.Arjantin Dünyanın ikinci büyük GDO üreticisi.Bizim yasa taslağımız için 78 sayfalık rapor yazıp vermiş.Başbakanlığa sevk edilen taslak için hükümet bu güne kadar ne ziraat odalarından ne de tabip odalarından görüş istemedi diyor Vahap Tuncer.
Vahap Tuncer Antalya Ziraat Odası Başkanı.
Uzun uzun konuşuyoruz.
Dersimi çalıştığım için önce biraz şaşırıp geriliyor ama sonra açılıyor ve her detayı eksiksiz tartışıyor benimle.
İlk olarak 1970 li yıllarda uygulanan genetik modifikasyon bitki ve hayvanlara yeni özellikler kazandırmak için kullanıldı. Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar 1996 yılından beri üretiliyor.
İlk üretimi Amerika Birleşik Devletleri başlattı sonra Arjantin sonra Çin sonra bazı afrika ve avrupa ülkeleri üretim yapmaya başladı.
Bitkilerin bazı böceklere karşı direncini arttırmak amacıyla genetiğinin değiştirilmesinin kullanılan zararlı ilaçları azaltacağı savına dayanarak üretiyorlar.
Avrupa 1990 lı yılların başından beri mevzuatını hazırladı ve uyguluyor.Amaç sağlık ve çevrenin korunması , güvenli ve sağlıklı GDO lu ürünlerin Avrupa Birliğinde serbest dolaşımının sağlanması.
Yani adamlar GDO lu ürünler henüz üretilmeden mevzuatlarını hazırlamışlar,laboratuvarlarını kurmuşlar.
Biz....Hiç bir çalışma yapmadan bu tür ürünler ile imal edilmiş bir çok ürünü tüketiyor olabiliriz.
Kerameti kendinden menkul kişilerden birinin oğlunun İthal ettiği şu meşhur mısırların Arjantinden geldiği bile söyleniyor.
Avrupa bu tür ürünlerin ambalajında açık ve anlaşılır şekilde GDO lu ürün olduğunun yazılmasını şart koşuyor.
Biz bunu bile yapmıyoruz.
Ne yediğimizi ve ne halt ettiğimizi bilmeden cemaat rüzgarları ile savrulmaktan yorulduk.
Galiba çok çabuk yorulduk.
Bu konuyu ve Ziraat Mühendisleri Odasının görüşünü yazmaya devam edeceğim.

Avrupa özellikle Almanya bu konuda çok duyarlı.

2 yorum:

Adsız dedi ki...

NE ACI DEĞİL Mİ? BİR SÜRÜ ŞEY HABERSİZCE GİRDİ HAYATLARIMIZA, SESSİZCE VE BİLGİSİZCE KABULLENDİK HATTA...YAŞIYORUZ...AMA BİLİNÇSİZCE, TESADÜFEN YAŞAYIP GİDİYORUZ...
EN ACISI ARTIK NE YEDİĞİMİZİ DE BİLMİYORUZ!
AMA HALA SUSUYORUZ.. YORUMSUZ VE SORUMSUZ SUSUP NE GELECEK BAŞIMIZA BEKLİYORUZ!!

Adsız dedi ki...

siz söyleyin ne yapalım?geçen yıl yasa çıktı ama o günden sonra neredeyse gdo harfleri unutuldu.yasayı çıkarıp işinin takipçisi olmayanlar için siz söyleyin ne yapalım.bana sorarsanız doğru beslenmeyle yurt dışından gelen anguslara bile ihtiyacımız yoktu.