18 Aralık 2011 Pazar

ASLINDA SUÇLU KADIN

KÖŞETAŞI REHA İLHAN
ŞİDDETİN İZİNİ SÜRMEK GEREK

Biliyorum Derya Uğural bana bu konuda kızıyor.
Kadına şiddeti küçümsemediğimi ve ancak şiddetin hayatın her anında ve herkese yönelik olarak sistemli bir şekilde uygulandığını anlatmam gerektiğini de biliyorum..
Sadece , O’nu ve kadınlarımızı darıltmadan , kadınlara yönelik şiddetin derhal durdurulması gerektiğini , ancak okullarımızda başlayan , neredeyse bütün sosyal toplanma alanlarında ve özel hayatımızda sürdürülen şiddetin yok edilmesi gerektiği doğrusunu nasıl öne çıkaracağımı da bilmiyorum…
Amacım , mevcut sistem tarafından şiddetin diğer tüm canlılara ve içinde yaşadığımız Dünya gezegenine de yönelik olarak sürdürüldüğünü anlatmak.
Ama bunu yaparken , “iyi de kadına şiddet sürsün mü yani “ cümlesini hiç hak etmediğimi baştan söyleyeyim.
Şiddetin bütün şekillerine ve hedeflerine karşı birlikte durmamız gerektiğini açıkça söylerken bile , yeterince açık olmadığımı düşünüyorum.
Yani bu konuda yaşadığım iç karartıcı çatışma önce beni sarsıyor.
Nasıl yapmalıyım da kadına yönelik sistemli şiddetin , sistemin kontrol edicileri tarafından diğer insan cinsi ve türlerine karşı kullanıldığını anlatmalıyım.?
Yoksa ben de her gün yaşanılan şiddet haberlerini kınayarak , lanetleyerek , çok kızarak oturduğum yerde oturmaya devam mı edeyim.?
Yani aslında sistemin istediği ve belirlediği ölçüde tepki verip , gaz salıp , gaz alıp şiddete devam edilmesini kenardan izleyeyim mi?
Sonuçta ben kadın değilim.
Üstelik uygulanan bu sistemli şiddetin bir parçası da değilim.
Kınarım , üzülürüm , iki yazar bir susarım..
Şiddet’te gereken dozda herkese ve her kesime , gereken her zamanda uygulanır.
Çünkü okullarda minnacık çocuklarımıza sistemli şiddet uygulamalı olarak yaşatılıyor.
Neredeyse bütün kurs çeşitlerinde de öyle..
Spor sahalarında…salonlarında…
Yollarda..
Evlerde…
Sosyal alanlarda, Kamusal alanlarda…
Özel hayatlarımızda…
Dinlenen, izlenen ve ifşa edilen özel hayatlarımızda..
Artık açıklaması bile mümkün olmayan…
Özel tutukluluk hallerimizde…
Şiddet hepimize ve her an uygulanıyor…
Bunu değil de şiddetin birini görmek ve göstermek , sistemden yararlananların işi olmalı..
İşte bunu nasıl anlatırım diye kara kara düşünürken,
Medya’nın amiral gemisi imdadıma yetişti..
Kadına yönelik sistemli şiddeti haberleştirdi….
Dövülen , aşağılanan,yaşayacağı hayatı elinden alınan kadın için,
“KARAKOLDA DAYAK YİYEN O KADIN KONUŞTU ” diyerek beni kurmam gereken bütün cümlelerden kurtardı.
Dövülen , eziyet edilen , aşağılanan değil…
Dayağı yiyen kadın…
Şiddetin fiilini , dayağı yiyerek gerçekleştiren şey…
KADIN…..
Siz bu anlatımdan da korkmadıysanız….
Siz bu bakıştan , bu duruştan bir şey anlamadıysanız…
Size anlatabileceğim bir şey zaten olamaz…

(8.12.2011 tarihli Hürriyet gazetesi)

Hiç yorum yok: