KÖŞETAŞI REHA İLHAN
BU ŞEHRİN MİSAFİRLERİ DE VAR..
I.bölüm, Hans :
Almanya’dan gelmişti.
Kim bilir belki de kardeş şehir Nürnberg’te yaşıyordu.
Nereden geldiği ya da hangi şehirde yaşadığının önemi yoktu.
O artık bizim şehrimizin misafiriydi.
Denizimizin , plajlarımızın ve güneşimizin övgülerini duymuş ve Antalya’ya gelmeye karar vermişti.
“İnsanları da iyi “demişlerdi O’na …
“Güzel bir şehir ve muhteşem bir doğası var.”
Eşini de alarak geldiği Antalya’da Işıklar caddesi yakınlarında bir otele yerleşmiş , Konya altı plajına tramvayla gidip geliyorlardı..
O sabah ta görevliye iki kişilik yolculuk ücreti olan beş Türk lirası uzatarak arkasında ki insanlara yer açmak için yürüdüğünde arkasından bağırıldığını duydu.
Ama Türkçe bilmediği için ve bilet ücretini eksiksiz ödediği için üzerine alınmadı ve vagonun arkasına doğru yürümeye devam etti.
Yanından geçtiği bir yolcunun kolundan tutması ile irkildi ve ne olduğunu anlamadığı içinde çok şaşırdı.
II.Bölüm , Ali :
O sabah kalekapısına gitmek için tramvaya binmeye karar vermişti.
Tramvay her zamanki gibi temiz ve boştu.
Daha çok yaşlıların ve turistlerin tercih ettiği tramvay Işıklar caddesine geldiğinde binen turist , eşi ve kendisi için görevliye beş Tük lirası verip arkaya doğru yürürken ,görevlinin sesini duydu.
- Hoopp aloo…beş lira daha vereceksin.!
- ……
- Sana diyorum alooo. Beşlira daha ver.!
Yanından geçen turist için söylenen bu sözler canını yakmıştı.Yanından geçip giden turisti arkasında oturan adam kolundan tutarak geri çevirince ,bildiği İngilizceyle durumu anlatmaya başlamıştı.
Garip olan bir Alman’a Türkçe ya da olmadı İngilizceyle durumu anlatmaktı.
Neyse ki turist İngilizceyi anladı.
Yere koyduğu çantadan cüzdanını çıkardı bir beş lira daha uzattı görevliye.
Yine geri döndü ve arkaya doğru yürüdü,çünkü kapıda kalabalık birikmişti.
III.Bölüm, Biletini alsana hoop !:
Görevli , turistin Türkçe bilmediğini bilmesine rağmen yine aynı ses tonu ile bağırdı arkasından.
Bu kez de İngilizce bilen yolcu kendisine verilen bileti alması için uyardı O’nu.
Turist bir kez daha geri döndü ve görevlinin uzattığı bileti aldı ve arkaya doğru yürüdü.
Bir sabah uyandığında yolcu taşıma tarifesinin ve uygulamasının değişeceğini düşünememişti..
Ulaşım tarifesi ve sistemini değiştirenlerinde Bu şehre gelen yabancıları umursamadıkları apaçıktı.
Bütün tramvay ve Tramvay durakları bu değişikliğin en güzel duyurulacağı alanlar olmasına karşın bir tek not bile yoktu.
Ne Türkçe , ne de diğer her hangi bir dil ile yazılmış ulaşım sistemi bilgisi bulunmuyordu.
Sadece para ile verilen ilanlar ve sloganlarla duyurulmuştu bu köklü değişiklik.
Hans , dilini bilmediği bir ülkenin en güzel şehrinde bir sabah , daha önce yaptığı şey için itilip kakılmış ve şaşırtılmıştı.
Üstelik kendisine verilen kartların ne olduğundan ve ne işe yaradığından da haberi yoktu.
Olsaydı …..
…..Plaj dönüşü on Türk lirası verip iki bilet daha almazdı…
Kıssadan hisse: Sadece Türkçe değil Almanca , Rusça ve İngilizce olarak şehir içi ulaşım sisteminin toplu taşıma araçları ve duraklarına mutlaka asılması gerekiyor…
Hem de derhal…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder