9 Mayıs 2010 Pazar

LARA KENT PARKI

KÖŞE TAŞI REHA İLHAN
ŞEHİR BİR BAHAR SABAHINA UYANMIŞTI …

Belediye başkanlarımızın tamamı uyuyorlardı…
O kadar çoklar ki…
Hepsi de bir şeyler yapar gibi yapıyorlar…
Ama o saatte hepsi uyuyorlardı.
Şehir ılık bir bahar sabahına uyanırken nasıl güzel olur bilmiyorlardı..
Oysa şehrimiz zaten Dünyanın en güzel şehriydi…
Hele bir de uyanırken görün O nu..
Saat 06 – 15 te buluştuk..
Lara Kent Parkına doğru yola çıktık…
Hatırladınız değil mi?...Bizim bir KENT PARKIMIZ var…
Dünyanın çok az şehrinde var..
Bir elin parmakları kadar bile değil Kent parkı olan şehir sayısı
Dünyanın hiçbir şehrinde olmayan özellikleri ile burnumuzun dibinde bir KENT PARKIMIZ var…
Sayısını bilmediğimiz endemik bitki ve hayvan varlığı ile bir Dünya güzelliği.
Lara Birlik oto parkına arabamızı park ettik.
Yürüyüş malzemelerimiz ve fotoğraf makinelerimiz ile ormana girdik.
Kum da yetişen ve denizin sadece 200 metre ötesinde yüzyıllık bir çam ormanımız var.
İtalyanların işgal sırasında ilgilendikleri söyleniyor.
Yani yüz yıldır ilgi ve sevgi bekliyor bizden…
Süleyman Evcilmen e karşı direnişimizin , Lara Kent parkı için yaptıklarımızın ne kadar az olduğunu O bahar sabahı anladım…
İnanın bana şehrin sadece O bölgesi bile bizim 21. yüzyıl projemiz olabilir.
Muhteşem bir doğa parçası…Şehrin içinde…
Size 10 dakika mesafede olabilir ..Ama KENT PARKIMIZ artık şehrin içinde..
Orman uyanalı çok olmuştu…
Kuşlar sabah şarkılarını bitirmek üzereydiler…
Çiçekler güneşe selamlarını vermiş öz suları gövdelerinde yükseliyordu…
Neler görmedik ki..?
Caretta caretta ölüsü atılmıştı inşaat molozları ile birlikte…
Her yer moloz ve çöp doluydu zaten…
Buna rağmen müthiş bir macera sundu bize…
Bizden başka kimsenin farkında olmadığı bir doğa harikasında ziyaretçiydik…
Başka bir Dünyadaymışçasına hafiflemiştik….
Orhan Kaptan haklı olarak benim ormanım diyor…
Her yerini biliyor…Sabah yürüyüşlerini orada yaşayan canlılarla birlikte yapıyor…
Dört tekerlekli motorların açtığı yaraları sarıyor gözleri ile…
Kese kurtlarına karşı savaşıyor tek başına…
Filamingolar O nu tanıyor artık..
Ilgınlar pembe tomurlarını onun için açıyor…
Bir bahar sabahıydı….
Şehir uyanırken….Belediye başkanlarımız uyuyorlardı…

Hiç yorum yok: