KÖŞE TAŞI REHA İLHAN
BARIŞMAK ÜZERİNE
Gökyüzünde gri bulutların olduğu günlerde yaşarım bunu…
Yatağımın sıcağını bırakmak istemem…
Kolay olmaz ayrılmamız…
Yatağım ve sıcağımla barışığım…
Masmavi denizin kıyısında yüzerken gözlerim hep ufuktadır.
Bir türlü yüzemediğim uzaklara bakarak geri dönerim…
Bunun için sırt üstü daha iyi yüzer oldum..
Denizimle , ufuklarımla barışığım…
Yollar beni hep kendine çekti…
Geniş , uzun , dar , kısa , dümdüz , dolambaçlı…
Hiç fark etmedi.
Beni , bildiğim bilmediğim bir yerlere götürecek olması yetti bana..
Yolculuğum ile barışığım…
Doruklarını özledim hep..
Sert , acımasız duruşlarını.
Ulaşılmaz ,yaşanılmaz görünüşünü .
Çıktığım her doruk bir başkasını gösterdi bana.
Çıkılası , yaşanası doruklarını çok sevdim …
Dağlarımla barışım ben..
Elimde ki simite diktiği gözlerini,
Bazen dik bazen düşük kulaklarını ,
İrili ufaklı ve farklı renkleri ile sokak köpeklerini sevdim
Paçama sürtünen kedileri..
Uzaktan bakan ama hemen dost olan kuşları…
Bir kere gördüğüm deniz kaplumbağasını , burunlarından öpülesi Fok balıklarını.
Sevdim…
Hayvanlarımla da barışığım…
Dostlarım da var beni seven..
Çocuklarım da…Saygılı ve öğrenmeye istekli…
Sevmeyenlerim de..
Hepsinden bir şeyler öğrenmeye hazır aklım var..
Hepsini anlamaya hazırım..
Ben Hazırım..Bir diğeri olmak değil birlikte olmak ve var olmak dışında bir şey istemediğim için hazırım…
Ben aslında kendimle barışığım…
Gerisi hikaye…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder